Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2863
Karar No: 2020/5197
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2863 Esas 2020/5197 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar murislerinin ölümü sonrasında kredi borcundan sorumlu olmadıklarını ve davalı bankanın kötü niyetli olarak senedi doldurduğunu iddia ederek takibin iptalini ve kötü niyet tazminatının verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi davacıların borçlu olmadığına ve davalının takibe geçme hakkının olmadığına hükmetmiştir. Kötü niyet tazminatı talebinin ise karşılanmaması gerektiği belirtilmiştir. Kararda Türk Medeni Kanunu'nun ölümle kişilik son bulacağı ve dolayısıyla borçlanma ehliyetinin de sona ereceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu (TMK)
- İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72/3. maddesi
11. Hukuk Dairesi         2020/2863 E.  ,  2020/5197 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.09.2017 tarih ve 2016/446 E- 2017/639 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 31.12.2018 tarih ve 2018/461 E- 2018/1449 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davacıların murisleri olan ..."nın 12.05.2010 tarihinde vefatı üzerine mirasçısı olduklarını, muris ..."nın vefatından evvelki bir tarihte yönetim kurulu başkanı olduğu Çetinkaya Elk. A.Ş."nin davalı bankadan kullandığı kredi için kefil sıfatıyla boş senede imza attığını, murisin kefil olduğu ve hayatta iken şirketinden kullanılan kredi borcu kendisinin vefatından sonraki bir yıl içinde asıl borçlu şirket tarafından ödenerek kapatıldığını, bankanın 2008 yılında teminat maksatlı ve boş olarak kendisine verilen senedin üzerini 1.500.000,00 YTL olarak doldurduğunu ve Kayseri 1. İcra Müdürlüğü"nün 2016/2358 esas sayılı takibi ile ihtiyati haciz işlemine konu ettiğini, bu takipte kefil gözüken ..."nın mirasçıları olan davacıların da borçlu gösterildiğini, ..."nın kefil olduğu borcun ölümünden sonra asıl borçlu şirket tarafından ödenerek kapatıldığını, muris ..."ın 2010 yılında ölümü ile şirket için verilen kefaleti son bulduğunu, bu durumda 2008 yılında kullanılan bir kredi için 2016 yılına kadar ödeme yapılmaması ve davalı bankanın da bu duruma katlanmasının mümkün olmayacağına göre davalı bankanın kötü niyetli ve anlaşmaya aykırı olarak elindeki senedi doldurup icra takibi yaptığının ortaya çıktığını iddia ederek Kayseri 1. İcra Müdürlüğü"nün 2016/2358 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların, miras bırakanın tanzim ettiği bono senedinin teminat senedi olduğunu yazılı delillerle ispatlamaları gerektiğini, kefaletin ölümle sona ermesinin mümkün olmadığını, davalı bankanın müşterilerinin hayatta olup olmadıklarını kontrol etmeleri ya da mirasçılarını bilgilendirme gibi bir zorunluluğu bulunmadığını, mirasçı olan ... tarafından daha evvel ihtiyati hacze itiraz edildiğini ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/272 D. İş sayılı dosyasında açılan davanın reddedildiğini, aynı borçlu tarafından Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde 2016/164 esas sayılı dosyasında açılan davanın da reddedildiğini, iş bu dava ile takibi akamete uğratmanın amaçlandığını bildirerek davanın reddi ile tazminat istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, davacıların muris ..."nın takip konusu bonodaki imzasına itirazlarının bulunmadığı, davaya ve icra takibine dayanak olan bononun ihdas nedeni kısmında "nakden" ibaresinin yazılı olduğu, ancak davacıların menfi tespit taleplerinde bu bononun aslında teminat bonosu olduğu ve teminat altına alınan borcun da daha sonradan ödendiğinden dolayı borçlu olmadıklarını iddia ederek kambiyo senedi vasfındaki bu bononun görünen ihdas nedenini talil ettikleri, davacılar bononun ihdas nedenini talil ettiklerinden bu bononun teminat bonosu olduğunu ve teminat altına aldığı borcun kapatıldığını ispat yükünü üzerlerine aldıkları, takip ve davaya konu belgenin kambiyo senedi vasfında bono olması nedeniyle talil sureti ile iddia ettikleri hususları davacıların yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği ancak davacıların bu iddialarını yazılı delil ve belgelerle ispat edemedikleri, davalı banka kayıtları da incelenmek sureti ile yaptırılan bilirkişi incelemesi ve hesaplamalarına göre davalı bankanın dava ve takibe konu bonoda asıl borçlu olarak ismi görünen Çetinkaya Elektrik... A.Ş."ye kullandırdığı kredilerden dolayı takip tarihi itibari ile toplam 857.742,16 TL alacağının bulunduğu, bu bonoya kefil olarak imza atmış olması nedeniyle ..."nın, ..."nın vefatı nedeniyle de yasal mirasçılarının yani davacıların bu borçtan birlikte sorumlu oldukları gerekçeleriyle davanın ve davaya konu icra takibinin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılmış bir takip olması, iş bu menfi tespit davası yönünden davacıların takibin durdurulmasına ilişkin tedbir taleplerinin İİK"nın 72/3.maddesi gereğince reddine karar verilmiş olması nedeniyle koşulları oluşmadığından davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, Türk Medeni Kanunu"na göre ölümle kişilik son bulacağından ölüm ile borçlanma ehliyetinin de ortadan kalkacağı, bu durumda muris ..."nın, ölüm tarihi olan 12.05.2010 tarihinden sonra borçlanmasının hukuken mümkün olmadığı, davalı yanın da kabulünde olduğu üzere dava konusu bononun dava dışı asıl borçlu şirketin kredi borçlarının karşılığı olarak verildiği, bu sebeple muris ...’nın ölüm tarihine kadar olan kredi borçlarından sorumlu olduğu, ölüm tarihinden sonra kullandırılan krediler nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile murisin ölüm tarihinden önce kullandırılan ve dolayısıyla sorumlu olduğu kredi borçlarının ödendiğinin tespit edildiği, murisin ölümünden sonra kullandırılan kredi borçlarından sorumlu olmayacağının tabii olmasına göre ve asıl borçlu şirketin ödemeyle senetteki borcunun sona ermesi nedeniyle senette aval olarak yer alan muris ..."nın da borcu sona ereceğinden dava konusu senedin bedelsiz kaldığı, ilk derece mahkemesince bu hususlar göz önüne alınmaksızın davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, öte yandan dava konusu senedin dayanağı olan kredi borcunun ödendiğini bilerek senedi ... hakkında takibe koyan davalı bankanın takibe geçmede kötü niyetli olması nedeniyle davacılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, Kayseri 1. İcra Müdürlüğü"nün 2016/2358 esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, 848.427,51 TL dava değerinin % 20"si oranında hesaplanan 169.685,50 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, işbu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Davalı bankanın takibi başlatmakta haksız olduğu anlaşılmış ise de kötü niyetli olduğu bir başka deyişle alacaklı olmadığını bilerek takibe geçtiği ispatlanamadığından, davalı aleyhine tazminata karar verilmesi doğru olmamış ise de, bu yanlışlığın giderilmesi tek başına yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/461 esas ve 2018/1449 karar sayılı ve 31.12.2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/461 esas ve 2018/1449 karar sayılı ve 31.12.2018 tarihli kararının hüküm kısmının tazminata ilişkin 2. maddesinin hükümden çıkartılarak yerine; "davalının takibe geçmede haksız olduğu anlaşılmış ise de kötü niyetli olduğu sabit olmadığından aleyhine kötü niyet tazminatı takdir etmeye yer olmadığına" cümlesinin yazılarak hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesi olan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi