20. Hukuk Dairesi 2013/2491 E. , 2013/6676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 15.01.2007 tarihli dilekçe ile açtığı davada; 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, Yeşilköy Köyünde 101 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tesbit tutanağı düzenlenerek, 15.12.2006 tarihinde 30 günlük kısmî ilâna çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik taşınmaz içinde bulunan ve davalı tarafından kullanılan alanın da orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davaya konu olan yer hakkında 101 ada 155 parsel numarası ile tarla niteliği ile davalı adına düzenlenen kadastro tespit tutanağı kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğu nedeniyle mahkemeye gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu 101 ada 155 sayılı parselin tesbit gibi tesciline, davacının hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş; hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/07/2011 gün ve 2011/5359 - 8997 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden ret edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tespit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken davanın süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu 101 ada 155 parsel sayılı taşınmazın nitelik ve yüzölçümü aynı kalarak orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verildiği halde hüküm fıkrasının 1. bendinde taşınmazın önceki niteliğinin de aynı kalacak şekilde karar verilmiş olması ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 4 ve 5. bentlerinin kaldırılarak; bunun yerine, “6099 sayılı Kanun ile eklenen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması ve hükmün 1. bendinin "taşınmazın" kelimesinden sonra gelen "nitelik ve " kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.