Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/7320 Esas 2016/4122 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7320
Karar No: 2016/4122
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/7320 Esas 2016/4122 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı servis, davacının aracına sis farı takarken aracın ön tamponunu gereksiz yere kesip, araca zarar verdiği gerekçesiyle davalı aleyhine dava açılmıştır. Mahkemece, dava tüketici mahkemesinde görülmüş ve davacı kısmen haklı bulunmuştur. Ancak temyiz edilen kararda tüketici mahkemesinde görülmüş olmasının yerinde olup olmadığı tartışılmış ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin eser sözleşmesinden doğan ilişkilerde uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması gerektiği kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağına dair 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesi ile görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve bu nedenle gözetilmesi gerektiğine dair Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi gösterilebilir.
3. Hukuk Dairesi         2015/7320 E.  ,  2016/4122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı dava dilekçesinde; aracına davalı serviste sis farı taktırdığını, davalının, sis farını takarken aracın ön tamponunu gereksiz yere kesip, araca zarar verdiğini, bu nedenle davalı aleyhine dava açtığını, yargılama sırasında bilirkişi raporu alındığını, davanın takip edilmediği gerekçesiyle işlemden kaldırılıp, ardından açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda tespit edilen 525,00 TL masraf ile 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde; davacının getirdiği sis farının orjinal olmadığını, düzgün montaj yapılabilmesi için aparata ihtiyaç duyulduğu halde davacının aparat bedelini ödememek için farın aparatsız montajını talep ettiğini, davacının haksız olduğunu, buna rağmen müşteri memnuniyeti çerçevesinde montaj ücretini iade edebileceklerini, orjinal far getirilmesi halinde ücretsiz montaj yapabileceklerini belirtmiş, bu teklifin kabul görmemesi halinde davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 525,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki ilişki; eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. (818 sayılı BK m.355; 6098 sayılı TBK m.470)
    Davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak, işin esasına yönelik karar verilmiştir.
    Bu bağlamda temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasının yerinde olup olmadığı hususundadır.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun"un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İş bu dava ise 27.12.2013 tarihinde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesinden önce açılmıştır. Buna göre somut olayda, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması ve davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp bakılamayacağının 4077 sayılı Kanun hükümlerine göre incelenmesi gerekir.
    4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 3/e maddesinde, tüketici "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi, eser sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Mahkemelerin görevli olup olmadığını davanın başında kendiliğinden incelemesi ve görevsiz olduğu kanısına varması halinde öncelikle görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, hükmü veren mahkemenin görevsiz olması mutlak bozma nedenidir.
    Hal böyle olunca mahkemece, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve davanın açıldığı tarih itibariyle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı nazara alınarak, görevsizlik kararı verilmesi ve davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu tüketici mahkemesi sıfatıyla yazılı şekilde uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.