Esas No: 2021/6441
Karar No: 2022/343
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6441 Esas 2022/343 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindeki davada, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında fiilen zilyet olarak kullanıcıların belirlenmesi gerektiği ve davacının taşınmazı kullanmadığının sabit olduğu gerekçesiyle, dava tümden reddedilmesi gerektiği ancak mahkemenin hatalı bir şekilde kısmi kabul kararı verdiği belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi ile 6831 sayılı Yasa'nın 20.06.1973 tarihli Kanun'la değiştirilen 2. maddesinin (B) bendinde yer alan hükümlere ve kullanım kadastrosu sırasında belirlenen fiilî kullanıcıların tespiti şartına vurgu yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine şeklinde karar verilmiş olup, bu kez davalı ... vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, ... ili Merkez ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... Mevkii 1294 parsel sayılı 11.661,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'nun 1985 yılından beri kullanımında bulunduğu şerhi verilmek suretiyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra, 2017 yılında uygulama kadastrosu sonucu 161 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili, müvekkili olan davacı ile davalının kardeş olduklarını ve taşınmazın babalarından intikal ettiğini, taşınmazın davacı ... davalı tarafından temizlenerek tarla hale getirildiğini ileri sürerek, 1/2'şer oranda davacı ... davalı adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... vekili ise, davalı ... davacının babalarından intikal eden taşınmazları taksim ettiklerini, dava konusu 1294 parselin davalıya düştüğünü ve davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tüm dosya kapsamına göre tarafların taksim yaparken babalarından kalan taşınmazlarla birlikte dava konusu taşınmazı bir bütün olarak değerlendirerek taksim yaptığının anlaşıldığı, yapılan taksim sözleşmesi geçersiz kabul edildiğinden, dava konusu 161 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ''F'' harfi ile gösterilen kısmında davalının sürdürmüş olduğu zilyetliğin fer'i zilyetlik olarak değerlendirildiği, bu nedenle davacının 1/2 pay oranında dava konusu 161 ada 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine şerh verilmesi gerektiği, 01.01.2018 tarihli krokisinde ''D'' ve ''E'' harfi ile gösterilen kısmında ise; genel anlamda aynı yöndeki yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile kadastro paftasının hava fotoğrafları ile çakıştırılmış halinin incelenmesi sonucunda davalı ...'in kendi emeği ve çabası sonucu taşınmazın bu kısımlarının tarıma elverişli hale getirildiği ve 1980'li yıllardan bugüne kadar da onun tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, bu doğrultuda, davalının bu kısım üzerindeki zilyetliğinin ise asli zilyetlik olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1294 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 161 ada 1 parsel numarası altında tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit ve tesciline, ''6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Krokisinde ''F'' harfi ile gösterilen 3.137,27 m²'lik kısmın 1/2 pay ...'in, 1/2 payı Kadir'in 1985 yılından beri kullanımındadır. ''D'' ve ''E'' harfi ile gösterilen toplam 8.525,06 m²'lik kısmın tamamı 1985 yılından beri Kadir kullanımındadır.'' ibaresinin tapunun beyanlar hanesinde belirtilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı; ancak, 3402 sayılı Yasa'nın 1. maddesi gereğince Mahkemece, esas hakkında karar verilirken, çekişmeli parselin hangi nitelik ve miktarda kimin adına tapuya tescil edileceği, beyanlar hanesinde hangi şerhlere yer verileceği tereddüde mahal vermeyecek biçimde hüküm tesis edilmesi gerektiği, somut olayda Mahkemece dava konusu eski 1294 sayılı parselin kadastro tespitinin iptal edilerek sadece, yeni 161 ada 1 sayılı parsel yönünden tescil hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilerek, istinaf başvurularının kısmen kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 13.07.2018 tarih ve 2016/43Esas, 2018/27 Karar sayılı kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, eski 1294 (yeni 161 ada 1) parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın beyanlar hanesinde bulunan şerhin iptali ile tutanağın beyanlar hanesine, ''6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 01.04.2018 tarihli (03.04.2018 havale tarihli) ek rapor ve krokide (F) harfi ile gösterilen 3.137,27 m²'lik kısmın 1/2 pay ..., 1/2 pay Kadir 1985 yılından beri kullanımındadır. (D) ve (E) harfleri ile gösterilen toplam 8.525,06 m²'lik kısmın tamamı 1985 yılından beri Kadir kullanımındadır.'' şerhinin yazılmasına karar verilmiş ve ... bu karar, davalı ... vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi ile 6831 sayılı Yasa'nın 20.06.1973 tarihli Kanun'la değişik 2. maddesinin (B) bendinde, Orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Bu maddenin amacı, kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Anılan Yasa maddesine dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için, öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen zilyet olarak kullanan kişilerdir.
Somut olayda, dosya kapsamında bulunan tüm bilgi, belge, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tarafların tanıklarının beyanlarından dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında davacının zilyetliğinin bulunmadığı sabittir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacının Yasa’nın aradığı anlamda fiili kullanımının söz konusu olmadığı gözetilerek, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu kısmen kabul kararı verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine; HMK'nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davalı ...'na iadesine,
80.70 TL onama harcının temyiz eden davacı ...'ndan alınmasına, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.