Esas No: 2021/11456
Karar No: 2022/336
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11456 Esas 2022/336 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro sırasında belirlenen bir taşınmazın tapu kaydı, satın alma, intikal ve ifraz nedeniyle farklı kişilere ait olarak tespit edilmiştir. Hazine bu duruma itiraz ederek dava açmış, ancak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Hazine vekili ve müdahil davacılar, kararı temyiz etmişlerdir. Hazine vekilinin temyiz itirazları reddedilirken, müdahil davacıların itirazları kabul edilmiştir. Müdahil davacılar, taşınmazın bir bölümünü kadastrodan sonra satın aldıklarını ve zilyet olduklarını iddia etmişlerdir. Mahkeme, kadastro sonrası nedene dayalı davalarda Kadastro Mahkemesi'nin görevsiz olduğuna karar vermiş, ancak satış senetlerinin kadastro tespitinden sonraki döneme ilişkin olduğundan tespit tutanaklarına esas teşkil etmeyecekleri şeklindeki gerekçeyle kararı vermemiş, bu nedenle karar bozulmuştur. Kararda, HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. fıkrası, 428. maddesi ve 440/I maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili ile müdahil davacı ... mirasçıları ... ve ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 221, 224, 249 ve 253 parsel sayılı sırasıyla 22.800,00; 14.250,00; 10.300,00 ve 6.600,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı, harici satın alma, intikal ve ifraz nedeni ile ... ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı Hazine, taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının taşınmazlara uymadığı gibi, hudutlarının gayri sabit sınırlı olduğunu, kısmen ormandan açma yer olup, iktisap koşullarının da gerçekleşmediğini ileri sürerek dava açmış, yargılama sırasında ise ..., 221 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli 221, 224, 249 ve 253 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitleri gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile müdahil davacı ... mirasçıları ... ve ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Müdahil Davacı ... mirasçıları ... ve ... ile ...'in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
Çekişmeli 221 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 21.08.1974 tarihinde yapılmıştır. Davacı ..., 30.5.1986 tarihli dilekçe ile, sınırlarını bildirdiği bir kısım taşınmaz bölümünü taşınmazın tespit maliklerinden ...'dan, 12.08.1979 tarihli senet ile, bir kısım taşınmaz bölümünü ise taşınmazın tespit maliklerinden ...'den satın aldığını ileri sürerek dava açmış, dilekçe ekinde ise "12.8.1979" tarihli ve "tarihsiz" senetlere dayanmıştır. Mahallinde icra edilen 23.10.1990 tarihli keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ise, davacının 221 parsel sayılı taşınmazda kadastro tespitinden sonra yer alıp, içine ev yaptığını ve zilyet etmeye başladığını bildirmiştir.
Şu halde, müdahale dilekçesi içeriği, dilekçe ekinde bulunan 12.08.1979 tarihli senet ve mahalli bilirkişi beyanı bütün halde değerlendirildiğinde, davacının kadastrodan sonraki hukuki nedene dayandığı anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25. maddesi hükmü uyarınca kadastro sonrası nedene dayalı olarak açılan davalarda Kadastro Mahkemesi görevli olmayıp genel mahkemeler görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Hal böyle olunca; Mahkemece davacı ...'ın talebi yönünden Kadastro Mahkemesinin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekirken bu talep yönünden de esasa girilerek davacı tarafından dayanılan satış senetlerinin davalı taşınmazı kapsadığı anlaşılmakla birlikte tarihleri itibariyle tespitten sonrasına ilişkin olmaları nedeni ile tespit tutanaklarının düzenlenmesine esas teşkil etmeyecekleri şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 221, 224, 249 ve 259 parsel sayılı taşınmazlara yönelik hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. fıkrası gereğince ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan sebeple müdahil davacı ... mirasçıları ... ve ... ile ...'in temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden müdahil davacı ... mirasçıları ... ve ... ile ...'e iadesine, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.