20. Ceza Dairesi Esas No: 2016/421 Karar No: 2019/4345 Karar Tarihi: 09.09.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/421 Esas 2019/4345 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyetine karar vermiş ancak bu kararın bazı hukuki nedenlerden dolayı bozulması gerektiği sonucuna varmıştır. İlk olarak, sanığın savunma hakkı kısıtlanmıştır çünkü kendisine iddianame tebliğ edilmeden duruşmaya çağrılmıştır. İkinci olarak, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanmıştır ancak bu kararın hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi için önce itiraz süresinin beklenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle, mahkeme kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6, Anayasa'nın 36, CMK'nın 176 ve 190. Maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8-2.cümle ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2, 191/3 ve 191/4-a maddeleri.
20. Ceza Dairesi 2016/421 E. , 2019/4345 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 15. Asliye Ceza Mahkemesi Karar Tarihi-Numarası : 15.12.2015 tarih, 2015/607 esas ve 2015/917 karar Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 1) Kendisine iddianame tebliğ edilmeyen ve 15/12/2015 tarihli celsede yakalanarak hazır edilen sanığa iddianame yüzüne karşı okunup savunması alındığı sırada 5271 sayılı CMK"nın 190. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı bulunduğu hatırlatılmayıp savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı elinden alınmak suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6, Anayasa"nın 36, CMK’nın 176 ve 190. maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2)Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 21.04.2015 tarihli eylemine ilişkin 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edilip kesinleşmesi beklenmeden infaz için denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesi için sanığa gönderilen çağrı kağıdının 11/06/2015 tarihinde tebliğine rağmen 10 günlük süre içerisinde müracaat etmemesi nedeniyle hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açılıp, 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır " hükmüne yer verildiği, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmasına rağmen başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekeceğinden, gerek ısrar şartının gerçekleşmemesi gerekse kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ üzerine itiraz için geçerli süre geçtikten sonra usulüne uygun olarak kesinleşmesini takiben denetimli serbestlik tedbirinin infazına geçilebileceğinden, sanığa erteleme kararının tebliğinden sonra itiraz için geçerli süre beklenmeden ve kesinleşmesi yapılmadan denetimli serbestlik tedbirinin infazına geçilmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.