Esas No: 2021/10023
Karar No: 2022/381
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/10023 Esas 2022/381 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/10023 E. , 2022/381 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davacılar ... ve arkadaşları vekili, davacı (... oğlu) ... ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar ... tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle; “hükmüne uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere tapu kaydının ve komşu taşınmazların dayanağı belgelerin usulünce uygulanmadığı, hangi sebeple Hazine adına mera vasfıyla vergi kaydı oluştuğunun açıklığa kavuşturulmadığı, davacı taraf ve müdahillerin dayanağı tapu kayıtlarının tedavüllerinde hudut değişiklikleri olduğu halde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından kayıtlar getirtilmek suretiyle değişiklik nedenleri üzerinde durulmayarak yerel Tapu Müdürlüğünden getirtilen kayıtlar ile yetinildiği, 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava tefrik edildiği halde bu parsel hakkında da esastan hüküm kurulmuş olduğu ve bu nedenlerle bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği açıklanarak, öncelikle davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kökü olan K. evvel 1289 tarih ve 1 nolu tapu kaydının Genel Müdürlük arşivinde bulunma ihtimali gözönüne alınarak tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirilmesi, kök kayıttaki sınırlarla tedavüllerinde okunan sınırlar arasındaki farkın hangi sebepten kaynaklandığının, haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığının araştırılması, gerektiğinde sicil üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu hususun açıklığa kavuşturulması, tapu kaydının revizyon durumunun araştırılması ve çekişmeli taşınmazların kuzeyindeki taşınmazlara revizyon gören doğru vergi kayıtlarının getirtilmesi, bundan sonra taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve dayanakları olan tüm belgeler okunup, gayri sabit sınırlı olan bu tapu kaydının sabit sayılabilecek "... Bey (kök kayıtta...Bey)" sınırından başlanarak kapsamının belirlenmesi, gayri sabit sınırlı olan tapu kaydının bu niteliği itibariyle miktarıyla geçerli olacağının, bu miktarın dışında kalan yerlerin miktar fazlası olacağının düşünülmesi; çekişmeli taşınmazların miktar itibariyle tapu kaydının kapsamının dışında kaldığının tespit edilmesi halinde, önceki bozma ilamında belirtildiği gibi hangi sebeple Hazine adına mera kaydı oluşturulduğunun araştırılması; çekişmeli taşınmazların kuzeyindeki komşu taşınmazlara uygulanan vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü mera okuması halinde önceki tarihli bozma ilamında değinildiği üzere usulüne uygun mera araştırması yapılarak ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırılmalı biçimde çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve komşu parsellerden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamını, komşu parsellere uygulanan kayıtların çekişmeli taşınmazlar yönünü ne okuduğunu gösteren rapor ve harita düzenlettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine, Boyalı Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli 110 ada 63 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile taşınmazın temyize konu bölümlerinin fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 14.06.2005 tarihli krokide gösterildiği şekilde davacılar ve müdahiller adına ayrı ayrı tapuya tescillerine, şahıslar adına tesciline karar verilen bölümler dışında kalan bölümlerin ise tespit gibi köy orta malı vasfıyla tespit ve tesciline; 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden tefrik ve görevsizlik Kararı verilmiş olduğundan bu parsel yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına; 110 ada 1 Parsel yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından 105 ada 1 ve 110 ada 1 parseller ile 110 ada 63 parselin mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen bölümleri yönünden, davacı (... oğlu) ... ... tarafndan 105 ada 1 parsel yönünden, davalı Hazine vekili tarafından ise 110 ada 63 parsel sayılı taşınmazın şahıslar adına tesciline karar verilen bölümleri yönünden temyiz edilmiştir.
1. Davacılardan ... vekilinin dava konusu 110 ada 1 parsele ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı (... oğlu) ... ... ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, dava konusu olup hakkındaki tutanağın kesinleşmiş olduğundan bahisle 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın 19 Nolu celsede eldeki davadan ayrılarak ayrı bir esas sırasına kaydedildiği gerekçeli karar içeriğine yazılarak, bu parsel hakkında tefrik ve görevsizlik kararı verilmiş olduğundan bu parsel yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dava ve temyiz konusu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 1999 yılında yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında mera vasfıyla sınırlandırıldıktan sonra 13.12.1999 - 12.01.2000 tarihleri arasında askı ilanına alınmış ve davacı (... oğlu) ... ... 12.01.2000 tarihinde yani askı ilan süresi içerisinde eldeki davayı açmıştır. Bu dava, ilk etapta mahkemenin 2000/98 Esas sırasına kaydedildikten sonra 2004 yılında eldeki davayla birleştirilmiştir. Mahkemenin 2000/16 Esas, 20005/16 Karar sayılı kararıyla davaya konu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda B1 ve B4 ile gösterilen bölümlerinin davacı (... oğlu) ... ... adına tesciline karar verilmesine müteakip hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle ... (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 2005/10797 Esas, 2005/11964 Karar sayılı ilamıyla araştırmaya yönelik olarak bozulmuş ve bozma ilamında ayrıca kabule göre, davacı ...’in, dava dilekçesinde 110 ada 63 ve 110 ada 1 parsellerin bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açtığı, yargılama sırasında ise 110 ada 1 parsel hakkındaki davasının hataya dayalı olup bu parsel hakkındaki davasından vazgeçtiği ve talebini 105 ada 1 parsele yönelttiği, ancak 110 ada 1 parsel ile 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz tespit maliklerinin farklı olması nedeniyle bu yanlışlığın maddi hata olarak kabul edilemeyeceği açıklanarak, 105 ada 1 parsel hakkında talepte bulunduğu tarih itibariyle de söz konusu parselin tutanağının kesinleşmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi, davacı ...’in 110 ada 1 parsel hakkındaki talebinden vazgeçmesi nedeniyle bu parsel hakkındaki davasının ise reddine karar verilmesi gereğine işaret edilmiş ve yine bozma ilamı içeriğinde, 105 ada 1 parselle ilgili talebi bulunmayan davacı ... ... yararına tescil hükmü kurulmasının isabetsizliğine değinilmiştir. Mahkemece açıklanan bozma ilamına uyulduktan sonra dava dosyası 2006/2 Esas sırasına kaydedilmiş ve 2006/2 Esas sayılı dosyanın 25.11.2010 tarihli celsesinde aynen “davacılardan ...’in dava konusu 105 ada 1 parsel hakkındaki davasının, bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydına” denilerek tefrik kararı verilmiş ve (... oğlu) ... ...’un 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alan B1 ve B4 ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davasının kabulüne karar verilmiş ve bu hüküm, yine davalı Hazinenin temyizi üzerine ... (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 2013/8402 Esas, 2014/10361 Karar sayılı ilamıyla, önceki bozma ilamının araştırma yapılmasına ilişkin gereklerinin yerine getirilmediğine işaret edilerek ve ayrıca 105 ada 1 parsel hakkındaki dava tefrik edildiği halde bu parsel hakkında da esastan hüküm kurulmasının isabetsizliğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece de, iş bu son bozma ilamına uyularak dava konusu 105 ada 1 parsel yönünden temyize incelemesine konu hüküm verilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan sonra değerlendirilmesi gereken hususlar; çekişmeli 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, askı ilan süresi içerisinde açılan dava yahut davalar olup olmadığı; ... bozma ilamlarında belirtildiği gibi gerçekten 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mı, yoksa sadece ...’in yargılama sırasında askı ilan tarihi geçtikten sonra bu parsele yönelen talebinin mi dosyadan tefrikine karar verildiği noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda safahati açıklandığı üzere; davacılardan (... oğlu) ... ..., 12.1.2000 tarihinde yani askı ilan süresi içerisinde 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak tespite itiraz davası açmış olup askı ilan süresi içerisinde açılan tespite itiraz davalarına bakma görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Hükmüne uyulan bozma ilamlarından ilki olan ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 2005/10797 Esas, 2005/11964 Karar sayılı ilamında her ne kadar “kabule göre de …. 105 ada 1 parsel ile ilgili talebi bulunmayan davacı ... ... yararına tescil hükmü kurulmasının isabetsizliğine değinilmiş ise de, dosyada davacı konumunda üç ayrı ... ... bulunmakta olup bunlardan “... oğlu” ... ... ile “Himmet oğlu” ... ...’un 105 ada 1 parsele yönelen davası bulunmadığı ancak “... oğlu” ... ...’un aski ilan süresi içerisinde doğru olarak Kadastro Mahkemesinde dava açtığı anlaşılmakla, bu dava -isim benzerliği nedeniyle- gözden kaçırılarak "105 ada 1 parsele ilgili talebi bulunmayan davacı ... ... yararına tescil hükmü kurulmasının isabetsizliğine” değinen bozma ilamının maddi hayata dayalı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan sonraki tarihli (2013/8402-2014/10361 Esas-Karar sayılı kararı) bozma ilamında da, “.. 105 ada 1 parsel hakkındaki dava tefrik edildiği halde bu parsel hakkında da esastan hüküm kurulmasının işabetsiz olduğuna” değinilmiş ise de, tefrike ilişkin 25.11.2010 tarihli celse tutanağının incelenmesinde, her ne kadar 105 ada 1 parsele yönelik dava bulunmadığından ve kadastro tutanağı kesinleştiğinden bahisle tefrik kararı verilmesi doğru değil ise de, “davacılardan ...’in dava konusu 105 ada 1 parsel hakkındaki davasının” bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydına”karar verildiğine göre, 105 ada 1 parselin değil, bu parsele ilişkin ...’in talebinin tefrikine karar verildiği; bir başka ifade ile parsel bazında değil, taraf bazında tefrik edildiği anlaşılmış olup, bu bozma gerekçesinin de maddi hataya dayalı olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davacı “... oğlu” ... ...’un 105 ada 1 parsele yönelik davası yönünden Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuz olup Mahkemece, davanın esasına girilerek olumlu - olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan maddi hataya dayalı bozma ilamları doğrultusunda "karar verilmesine yer olmadığına" yönünde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup, adı geçen davacının temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü gerekir.
3. Davacı ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekili’nin, dava konusu 110 ada 63 parsele ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere ve davaya konu taşınmazın mera vasfında olmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı Hazine vekili ile davacı ... ve arkadaşları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Mahkemece, çekişmeli 110 ada 63 parsel sayılı taşınmazın A24 ile gösterilen bölümünün davacı (... oğlu) ... ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, bu karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, mahkemenin daha önce verilen 2000/16 Esas, 2005/16 Karar sayılı ilk kararında, davacı ...’ın bu bölüme yönelik davasının reddine karar verilmiş ve bu karar adı geçen tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Ne var ki müdahil - davacı ..., 19.11.2009 tarihli dilekçesi ile bahse konu bölümün kendisine anne - babasından ve murislerinden kalıp eklemeli olarak zilyet olduğu iddiasıyla bu bölümün kendi adına tescili istemiyle davaya katıldığı halde, adı geçen müdahil - davacının bu talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte bendinde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin 110 ada 1 parsele ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının reddine; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekilinin 110 ada 63 parsele ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı (... oğlu) ... ... ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelen temyiz itirazları ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın 105 ada 1 parsel ile 110 ada 63 parselin A24 ile gösterilen bölümü yönünden 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29.20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 51.50 TL'nin temyiz eden davacılardan ayrı ayrı alınmasına, 20.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.