16. Hukuk Dairesi 2014/6847 E. , 2014/6028 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÖRELE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2013
NUMARASI : 2009/17-2013/51
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ö.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 215 ada 7 parsel sayılı 7606,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı H.. K.. adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmaza ait olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı Hazinenin dayandığı 10.02.1975 tarih 10 sayılı tapu kaydı, Hakk-ı Karar ve üç dönüm yüzölçümüyle Faraş oğlu Mehmet ve Muta oğlu Hasan ve Ali oğlu Ahmed adlarına oluşan Eylül 289 tarih 320 sayılı sicilden gelmiş, bu kök kayıt K.sani 311 tarih 69 ve 70 sayılı tapulara tedavül görmüş, 69 sayılı kayıt 2/3 pay üzerinden Nikola oğlu Avran oğlu Bandili adına, 70 sayılı kayıt ise 1/3 pay üzerinden Mut oğlu Ali oğlu Hüseyin adına tespit edilmiş, 69 sayılı kaydın başka tedavülü olmamış, 70 sayılı kayıt ise K.evvel 316 tarih 50 sayılı tapuyla Nikola oğlu Avran oğlu Bandili adına intikal görmüş, bu kayıt da 2757 metrekare yüzölçümü ile 10.02.1975 tarih 10 sayılı kayıt üzerinden kanunları uyarınca Hazineye intikal etmiştir. Çekişmeli taşınmaza ait olduğu kabul edilen davalı dayanağı tapu kaydı da Eylül 289 tarih 319 sayılı sicilde 6 dönüm olarak kayıtlı olup sınırlarında nehr-i cari, Beşeli oğlu Hurşid, Serçe oğlu Ali ve Feraş oğlu Mehmed okumaktadır. Sonraki intikallerinde yüzölçümü 2757 metrekare, sınırları da şarken ve şimalen Obuz, g.. I.. ve c.. T.. olarak değişmiştir. Mahkemece davalı tapu kaydının miktar ve sınırlarındaki değişikliğin neden kaynaklandığı üzerinde durulmadığı gibi davalı tapu kaydında okunan Feraş oğlu Mehmed"in Hazine tapusunun kayıt maliklerinden Faraş oğlu Mehmet olup olmadığı araştırılmamış, diğer taraftan dava konusu taşınmaza komşu olan 18 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Mayıs 1324 tarihli sicilden gelen tapu kaydının kuzey sınırında okunan Bozacı oğlu Bandili"nin Hazine tapusunun önceki maliklerinden olan Bandili olup olmadığı tartışılmamış, yine komşu 18 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının batı sınırında okunan Paşalı oğlu Hurşut ile davalının dayanağı tapuda okunan Beşeli oğlu Hurşid"in aynı sınırda olup olmadığı üzerinde durulmamış, komşu bir kısım taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile dayanağı belgeler
getirtilerek uygulaması yapılmamış ve davacı Hazinenin dayanağı tapu kaydının başka parsele revizyon görüp görmediği hususu sorulmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Hazinenin dayanağı tapu kaydının başka parsele revizyon görüp görmediği hususu sorulmalı, fen bilirkişisince düzenlenen haritada dava konusu taşınmazın doğusunda ırmak olarak gösterilen sınırın doğusunda yer alan Aydınlar B.. Karlıbel Mahallesi çalışma alanında kalan taşınmazların ada ve parsel numaraları belirlenip ilgili kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile varsa dayanak kayıtları tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, usulünce belirlenecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri ile uzman bilirkişiler huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişileri dinlenmeli, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının sınır ve yüzölçümlerinde meydana gelen değişiklikler göz önüde bulundurulmalı, davacı Hazinenin dayanağı tapu kaydında yer alan kök tapu kaydının gerçekten tedavül gören tapuların geldisi olup olmadığı üzerinde durulmalı, tapu kayıtlarının kapsamları buna göre belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.