Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/8549
Karar No: 2020/4685
Karar Tarihi: 21.09.2020

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8549 Esas 2020/4685 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir kişinin Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmünü incelerken, suç tarihinin yanlış girildiği, somut bir zarar olmadığı için cezanın ertelenmesi gerektiği halde açıklanmasının geri bırakılmamasına karar verildiği ve hakların yeterince gözetilmediği için hükmün BOZULMASINA karar verdi. Ayrıca, \"2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme\" suçlarından verilen hükümler de eksik araştırma yapılması ve çeşitli kanun maddelerinin göz ardı edilmesi nedeniyle BOZULDU. Kanun maddeleri ise şöyle: Vergi Usul Kanunu, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, CMK'nin 48. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2017/8549 E.  ,  2020/4685 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) Defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    1-Defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının 29.03.2010 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 13.04.2010 tarihinin, yüklenen suçun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden, gerekçeli kararda suç tarihinin "2010" olarak yanlış gösterilmesi,
    2-Sanığa yüklenen "defter ve belgeleri gizleme" suçu neticesinde meydana gelen somut bir zarar bulunmadığı gibi adli sicil kaydına göre engel mahkumiyeti bulunmaması ve oluşan olumlu kanaat nedeni ile cezası ertelenen sanık hakkında, kişiliği, geçmiş hali ve zarar giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması yasaya aykırı,
    3-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
    B)"2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    Sanık hakkında "2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, ..., ... ve soy ismini bilmediği Kenan isimli şahısların kendisini tehdit ederek adına şirket kurduklarını, faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
    1-Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması, faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve savunmasında adı geçen şahıslara ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekilme hakları hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
    2-Tespit edilen kişilerin de faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde sanık ve bu kişilerden temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    3-Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
    c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
    4-Kabule göre de;
    a) 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından dolayı dava açılmasına rağmen, sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, “sahte fatura düzenleme ve kullanma” suçundan hüküm kurulmak suretiyle çelişkiye neden olunması,
    b) Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların ayrı ayrı suçları oluşturduğu, sanık hakkında 2009-2010 takvim yıllarına ilişkin iki kez hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve hangi takvim yılı bakımından hüküm kurulduğu da belirtilmeden tek hüküm kurulması,
    c) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlemek eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında her bir yıl için TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
    d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi