22. Hukuk Dairesi 2015/3691 E. , 2015/4816 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret, fazla mesai ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... A. Ş. Genel Müdürlüğü avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...Genel Müdürlüğünün ihale ettiği, ... enerji nakil hattı yapım işinde, ihaleyi alan davalı ... A.Ş."nin alt işvereni .... Şti. işçisi olarak çalıştığını, yapılan işin dağın başında şantiye şartlarında gerçekleştirilen mesleki riski yüksek olan son derece teknik bir iş olduğunu, müvekkilinin hafta sonlarıda dahil olmak üzere her gün 06:00 ilâ 19:00-20:00 saatlerine kadar çalıştığını ancak müvekkilinin bu güne kadar herhangi bir şekilde fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini, 4857 sayılı İş Kanunu gereğince davalılardan ihale makamı ..."ın ödenmeyen son üç aylık işçilik alacaklarından diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkiline ödenmeyen ücret, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, her hak ediş döneminde şantiyelere asılması gereken ilanların asıldığını ancak dava konusu alacaklar ile ilgili olarak müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını, müvekkili kurumun dava konusu işin yapımında ihale makamı olduğundan davanın husumet sebebiyle reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde iddia edilen günlük yevmiyenin fahiş miktarda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... San. A.Ş. vekili de, ihale makamı tarafından gerekli duyurular yapılıp işçi ücretlerinin ödendiği kesinleşmeden kendilerine ödeme yapılmadığını, davacının hiçbir alacağı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... . Ltd. Şti. yetkilisi, diğer davalı ... A.Ş. firmasının alt işvereni olduklarını, davacının söz konusu işte çalıştığını, dava dilekçesinde iddia edilen ücret miktarının doğru olduğunu, işçilerin alacaklarını ödeyemediklerini, ancak ücret dışında hafta tatili ve fazla çalışma ücretlerini kabul etmediklerini belirtmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ile davalılardan ... Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut olayda, mahkemece, kısa kararda tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olarak, gerekçeli kararda farklı miktarda alacak tutarları hüküm altına alınmıştır. Gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Hata, ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Mahkemece, kısa karar tefhim edildikten sonra düzenlenecek tutanak ile de hüküm sonucu düzeltilemez. Bu aykırılık kamu düzenine ilişkin olduğundan, kısa karar ile gerekçeli karar arasında bulunan çelişki sebebiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.