3. Hukuk Dairesi 2019/1719 E. , 2020/1385 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 18/02/2020 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2013/7636 esas sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi yapıldığını, sözkonusu icra dosyası ile talep edilen alacağın kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle haksız olduğunu belirterek, Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2013/7636 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacı ile arasında 10.09.2009 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, ilk yıl kira bedelinin 75.000TL olarak belirlendiğini, davacının sözleşme ile kararlaştırılan kira borcunu ödemediğini, bu nedenle hakkında takip başlatıldığını, borcun mevcut ve muaccel olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit hale geldiğini, 2013/2014 kira dönemi başlangıcının 10.09.2013 tarihi olduğunu davacının ise kiralanın 19.12.2013 tarihinde tahliye ettiğini ve en azından 3 ay 9 gün daha kiralananın kullanıldığını, davacının kiralananı kullandığı dönemlere ilişkin borçlu olmadığının tespiti talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf peşin ödemesi gereken kira bedelini ödememiş olduğundan müvekkilinin Kayseri 7.1cra Müdürlüğünün 2012/7363 esas sayılı dosyası ile tahliye talepli takip başlattığını ve kira bedelinin ödenmemesi üzerine davacı aleyhine Kayseri l. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/88 E - 2013/217 K sayılı kararı ile taşınmazın tahliyesine karar verildiğini ve bu kararın 19.12.2013 tarihinde infaz edildiğini, davacının kendi kusurundan dolayı kiralanandan tahliye edilmek zorunda kaldığından erken tahliyeye sebebiyet veren davacının erken tahliye nedeniyle uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğunu, en azından makul süre kira bedelini ödemesi gerektiğini, işyerinin halen kiraya verilememiş olduğunu belirterek davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olduğu ancak makul süre kira bedelinden sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacının 87.587,95TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalının Makul süre kira bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı erken tahliye ettiği durumda; kural olarak Türk Borçlar Kanununun 325. maddesine göre, anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden, anahtar teslim tarihinden itibaren ise kiralananın aynı şartlarda kiraya verilebileceği makul süre kira bedeli ile sorumludur. Bununla birlikte, TBK"nın 112. maddesi göndermesi ile aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, kiraya verenin bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerekir. Bu durumda kiraya verenin zararı, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir.
Somut olayda;dava konusu iş yeri niteliğindeki yerin davacı tarafından davalıya 10.9.2009 tarihinden başlamak üzere 5 yıllığına kiralandığı, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye davasının kabulü ile taşınmazın tahliyesine ilişkin kararın icra müdürlüğünce infazı ile davaya konu edilen taşınmazın sözleşme süresi bitmeden 19.12.2013 tarihinde erken tahliye edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. İcra Mahkemesince verilen tahliye kararına kendi kusuru ile sebep vermiş olan davacı kiracı erken tahliye nedeniyle anahtar teslim tarihinden itibaren makul süre kadar kira bedelinden sorumludur. Mahkemece anılan hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.540TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.