3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3972 Karar No: 2016/4043 Karar Tarihi: 16.03.2016
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/3972 Esas 2016/4043 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı abone hakkında ödenmeyen faturaların tahsiline yönelik dava açılmıştır. Davalı, abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve borçlunun başkası olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece Adli Tıp Kurumu raporu sonucunda imzanın davalıya ait olmadığı belirlenmiş ancak fatura borcunun ilişkin olduğu adresin fiili kullanıcısının tespitine yönelik gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmamıştır. Bu sebeple, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda hüküm kurulmuştur ve davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyada yeterli araştırma yapılmamış olduğundan kararın bozulması ve takibe yönelik itirazın iptali talebinin incelenmesi gerekmektedir. Kararda HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozma kararı verilmiştir.
3. Hukuk Dairesi 2015/3972 E. , 2016/4043 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; ödenmeyen faturaların tahsiline yönelik davalı abone hakkında ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/9042 Esas sayılı dosyası ile cebri icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüyle itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; 02.06.1994 tarihli 57-366 no ile düzenlenen su işletmesi abonman senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını, adreste başkasının ikamet ettiğini, su borcu tahakkuk ettirilen ikametle hiç bir ilgisinin olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, "adli tıp kurumu raporundan anlaşılacağı üzere abone sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmakla davacının davalı hakkında başlattığı icra takibine davalının haklı olarak itiraz ettiği" gerekçesi ile davanın redddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borca itirazında; abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve fatura borcunun ilişkin olduğu ikametle bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir. İtirazın iptali istemiyle açılan iş bu yargılama dosyasında; abonelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında inceleme yapılmış; bu doğrultuda dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumunun 19.11.2014 tarihli rapor içeriğinde; abone sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı belirtilmiş; ancak mahkemece fatura borcunun ilişkin olduğu adresin fiili kullanıcısının tespitine yönelik gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmamıştır. Fatura borcunun ilişkin olduğu ikamete ait tedavüllü tapu kayıtları incelenmemiş; takibe konu fatura dönemlerinde kim tarafından kullanıldığına ilişkin zabıta araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece takibe konu fatura tarihlerinde ve faturada belirtilen adreste davalının oturup oturmadığı, sözkonusu ikametin takibe dayanak fatura tarihlerinde kim yada kimler tarafından kullanıldığı noktasında yeterli araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.