20. Hukuk Dairesi 2013/2448 E. , 2013/6625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 28.12.2007 tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği,... Beleninde bulunan 1892.10 m² yüzölçümündeki taşınmazın, genel kadastroda tapulama dışı bırakıldığını Hazine ve köy küzel kişiliği ile ilgisinin olmadığını, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 04.07.2008 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde mavi ile taranarak gösterilen 1892.10 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından hüküm temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/07/2010 gün ve 2010/8713-9809 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “ mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bu nedenle yeniden yapılacak keşifte, eski tarihli ve 15 - 20 yıl önceye ait çift hava fotoğrafları ve memleket haritaları incelenerek taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun araştırılması, orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun saptanması halinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve 11.05.2012 günlü fen bilirkişi krokisinde (F1) ile gösterilen 1627,21 m²" lik taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından kabul edilen bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1952 yılında yapılmış ve sonuçları 07.09.1952 - 06.10.1952 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu işlemde tapulama dışı bırakılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1981 yılında yapılıp 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1992 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan
inceleme ve araştırmada temyize konu (F1) ile gösterilen taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
13.06.2013 günü oy birliği ile karar verildi.