11. Hukuk Dairesi 2020/859 E. , 2020/5999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 24.04.2018 tarih ve 2016/752 E- 2018/230 K. sayılı kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 10.10.2019 tarih ve 2018/1577 E- 2019/1197 K. sayılı kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ise de 20.02.2020 tarihinde davalı şirket vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçeside dikkate alınarak dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; yüksek faiz garantisi ve paraların her istendiği an geri çekilebileceği taahhüdüyle davalı yanca mevduat toplandığını, müvekkilinin de taahhütler nedeniyle para yatırdığını, anılan mevduat toplama faaliyetinin Bankacılık Kanunu, TTK, Sermaye Piyasası Kanunu ve BK maddelerine açık aykırı olması nedeniyle tahsil edilen paranın geri ödenmesinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkili ile davalılar arasında kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne, 25.605,50 Euro’nun tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesine göre işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 22.294,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesi gereğince işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının mahkemeye sunduğu hisse senedi asıllarının karar kesinleştiğinde veyahut kararın tamamen infaz edildiğinin anlaşılması durumunda talep halinde davalı tarafa iadesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince tahsilat bedelinden davacıya ödenen miktarın düşülmediği gerekçesiyle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı şirket vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, 21.776,58 Euro"nun 3095 sayılı Yasa"nın 4/A maddesi gereğince dava tarihi olan 02.06.2016 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının bir yıl vadeli Euro cinsindeki dövize uyguladıkları en yüksek mevduat faiz oranında faiz işletilmek suretiyle davalı şirketten (... yönünden hükmettiği tutar ile tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı istinaf edilmesi üzerine inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirket vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"nun 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ""31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun"un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasa Kanunu ve yukarıdan anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir hüküm vermek üzere davalı şirket hakkındaki kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı şirket hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirket"e iadesine, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.