BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/20 Esas 2020/294 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/20
Karar No: 2020/294
Karar Tarihi: 16.03.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/20 Esas 2020/294 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/20 Esas
KARAR NO : 2020/294

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili sunduğu dilekçesinde: Ortakları Mısır uyruklu olan müvekkili şirket ile davalı arasında restaurant olarak kullanılmak üzere kiralamış oldukları "..." adreste bulunan alanda tadilat, dekorasyon, yenileme amaçlı işlerin yapılması ve gerekli izinlerin alınması için davalı ile 16.06.2015 tarihli Yapı Yüklenici Sözleşmesi yapıldığını, ancak davalı tarafın, gerekli izinleri almadan yenileme çalışmalarına başlamış olması ve müvekkilden söz konusu sözleşmenin 4.5.maddesine istinaden 150.000,00 TL ödeme almış ve devamında verilen 18.06.2015 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 25.06.2015 tarihli 60.000,00 TL bedelli, 02.07.2015 tarihli 60.000,00 TL bedelli ve 09.07.2015 tarihli 60.000,00 TL bedelli makbuzlar karşılığında ödemede bulunarak toplamda 355.000,00 TL ödeme yapılmış olmasına rağmen, ruhsatsız ve izin almaksızın tadilat işlemlerine başlanmasından dolayı ilgili belediye tarafından söz konusu yapının izinsiz yapılmış olmasından dolayı yıkıldığını, bu haliyle davalının sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle yapılan yapının yıkılmasına ve sözleşmenin nihayete ermemesine, bu haliyle de müvekkilinin zarara uğratmış olması nedeniyle davalıya verilenlerin iadesi yönünden davalıdan talepte bulunulmuş olmasına rağmen davalı tarafça bu talebe karşılık verilmemesinden dolayı hakkında Küçükçekmece ... İcra Müd. ... esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak haksız itiraz üzerine takibin durmuş olmasından dolayı itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.

CEVAP : Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde: Öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş, zira taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu nedenle de yetkisizlik kararı verilmesine, esas yönünden ise davalının üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının kendilerine bakiye borçlarının bulunduğunu, sözleşme konusu işin yapımı için ilgili kurumlardan gerekli izinlerin alımı işlerini müvekkilinin üstlendiğini, ancak izin işlerinin takibi ve sonucunun alınabilmesi için davacı iş sahibinin müvekkiline yetki ve vekaletname vermesi gerekirken bu gereği yerine getirmediğini, bu nedenle izin için başvurunun mümkün olmadığını ve yine izinlerin alınabilmesi için müvekkiline 100.000,00 TL ödeme yapılması gerekirken bu ödemenin yapılmadığını ve gerekli izinler alınmaksızın iş sahibinin onay ve gözetiminde başlayıp devam eden iş sürecinin tamamlandığı, bu haliyle onay verenin iş sahibi olması nedeniyle kusur varsa kendisinde olduğunu ve vekaletname verilmemesi nedeniyle de yıkım hususunda kusurun davacıda olduğunu, tadilat ruhsatı istenilen yerlerin davacı şirketin tasarrufu altında olmayan ve izin alınması da hukuken mümkün olmayan yer olduğunu ve bu hususun davacı tarafça da bilindiği, bile bile tadilata girişildiği, bu nedenle de sonucuna katlanması gerektiği, sözleşmede tamamlanan işin tamamının bitirildiğini ve ekli fotoğraflardan görüleceği üzere işin büyük bir bölümünün ruhsata tabi işlerden olmadığı, bu hususun görmezden gelindiğini, davacının ruhsat talep ettiği yerin sahibi veya kiracısı olmadığını ve müvekkilinin iyi niyetli ruhsat için şifahi başvurularda bulunmuş olduğu, ancak ilgili idarelerden vekaletname istenildiği ve davacının da vekaletname vermemesi nedeniyle sair işlemlerin yerine getirilemediği, yine davacının kiraya veren ile kavga etmesi ve kavga sonucunda kiraya verenin şikayeti üzerine belirtilen yıkımın gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı taraf delil olarak, icra dosyası, taraflar arasındaki sözleşme, firma sicil bilgileri, sözleşmenin eki niteliğinde olan dekorasyon çalışma ve ayrıntı dökümleri ile bunlara harcanan masrafları gösteren tablo, ödeme belgeleri, tanık, bilirkişi, keşif ve yemin deliline, davalı taraf ise icra dosyası, sözleşme, fotoğraf, keşif, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılmış olan davada Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 27.04.2016 tarihinde davanın usulden reddi ile yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğuna ilişkin karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince 29.07.2016 tarihinde dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesi yönünde dilekçe sunulmuştur.
Davacı vekilinin tahrik dilekçesi üzerine dosya mahkememizin ... esas sayısına kaydedilmiş, ancak mahkememizce yapılan değerlendirme sonrasında 05.11.2018 tarihinde verilen karar ile "Kararın 28.06.2016 tarihinde kesinleştiğine ilişkin şerh bulunduğu ancak davacı vekilince dava dosyasının yetkili olan mahkememize gönderilmesi talebinin tahrik dilekçesinin 29.07.2016 tarihinde sunulmuş olduğu, HMK 20.maddesinde de verilen kararın 2 no'lu delilinde açıkça yer olmasına rağmen, davacının gönderme dilekçesini yasa ile öngörülen 2 haftalık süreden sonra 29.07.2016 tarihinde sunduğu, buna göre de süresinde gönderme talebinde bulunulmamış olması nedeniyle yetkisizlik kararı veren Bakırköy ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nce HMK 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının (tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu'na gönderildiği) bunun üzerine mahkememize tevzi edildiği, bu nedenle de HMK 20/1 maddesi uyarınca da karar verilmek üzere Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dosyanın iadesine ve mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına" şeklinde karar verilerek mahkememiz esasının kapatılmıştır.
Mahkememiz esasının kapatılması sonrasında dosyanın gönderildiği, Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce "Mahkememizin... esas, ... karar sayılı yetkisizlik kararının 26.07.2016 tarihinde davacı vekiline kalemde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 29.07.2016 tarihinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesi için dilekçe verdiği, her ne kadar karara verilen 02.08.2016 tarihli kesinleşme şerhi ile (kararın) 28.06.2016 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de bu belirtmenin yanlış olduğu, kararın 08.09.2016 tarihinde kesinleştiği, yapılan tashih şerhi ile kararın 08.09.2016 tarihinde kesinleştiğinin karar altına derc edildiği, saptanan bu duruma göre gönderme başvurusunun süresinde yapıldığı anlaşılmakla, dava dosyasının İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne iadesine karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki 12.12.0018 tarihli kararı üzerine dava dosyası yeniden mahkememizin 2019/20 esasında kayda girmiş ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Dosya arasında bulunan Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğü'nün... esas sayılı dosyasında davacı tarafça davalı hakkında 355.000,00 TL'lik alacağa ilişkin icra takibi yapıldığı ve davalı tarafça süresi içerisinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı itirazda bulunduğu, itiraz üzerine 13.10.2015 tarihinde durdurma kararı verildiği ve ilk davanın açıldığı Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi'ne davanın açıldığı 01.12.2015 tarihi dikkate alındığında davanın İİK 67 maddesinde ön görülen bir yıllık sürede itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 08.09.2016 havale tarihli dilekçe ile davalının vekilliğinden istifa edildiği görülmüştür.
Dava dosyasında bilirkişiler SMM ...ve İnşaat Mühendisi ...'nden alınan 02.06.2018 tarihli raporda; Davacı tarafın 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve eki belgeleri incelemeye sunmadığını, yine davalı tarafça da ticari defter ve eki belgelerin sunulmadığını, davacı tarafından davalı yana takibe konu 4 adet 205.000,00 TL tutarlı ve taraflar arasında imzalanan akde dayanılarak yapılan ön ödeme 150.000,00 TL olarak toplam 355.000,00 TL ödendiği, taraflar arasındaki usule gelen işin yapıldığı, fakat yapının izinsiz yapılması nedeniyle belediye tarafından yıkıldığı, bu bağlamda sözleşmesel sorumluluğun kimde olacağı noktasında sorunun toplandığı, heyette hukukçu uzman olmaması nedeniyle bu konuda yorum yapılamadığı, davacı tarafın alacağının sabit görülmesi halinde 26.08.2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2.maddesine göre %9 yasal faiz talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce bu yıkımla ilgili olarak ilgili belediye olan ...Belediye Başkanlığı'na "Dosyamız davacısı ...Şti ile davalı ... veya davalı çalışanı ... tarafından... adresindeki iş yerine ilişkin yapılacak olan bina tadilatı için tadilat başvurusu, işyeri için restaurant işletmesine ilişkin ruhsat başvurusu, bu işyerinin bulunduğu 2098 ada, 38 no'lu parselin sol kısmında kalan kamuya ait alana ilişkin belediyeye ayrıca bir ecrimisil karşılığında kullanma başvurusu yapılıp yapılmadığı, bahse konu yerde ruhsat alınmadan tadilat işlemi yapılmış ise ruhsata aykırı kısımların ne olduğu, nerelerin yıkıldığı ve yıkılan kısımdan geri kalan bakiye kısımda başvuru halinde restaurant işletmesi için ruhsat alınabilecek durumda olup olmadığına ilişkin detaylı tüm bilgi ve belgelerin çıkartılarak mahkememize gönderilmesi" şeklindeki müzekkereye... Belediye Başkanlığı'nca 17.07.2017 tarihinde mahkememize verilen cevapta "...kronolojik sıraya göre incelendiğinde 16.06.2015 tarihi ile 01.12.2015 tarihi arasını kapsayan dönemde inşa ve dekorasyon amacıyla başkanlığımıza yapılan herhangi bir müracaatın veya başkanlığımızca düzenlenmiş olan herhangi bir ruhsatın olmadığı görülmüş, bina için yapılmış olan herhangi bir yıkım müracaatına ve bina hakkında alınmış olan herhangi bir yıkım kararına rastlanmamıştır." şeklindeki cevabı ve yine 17.07.2017 tarihli ... Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü'nün yazı cevabında "16.06.2015 tarihi ile 01.12.2015 tarihi arasını kapsayan dönemde inşaa ve dekorasyon amacıyla başkanlığımıza yapılan herhangi bir müracaatın veya başkanlığımızca düzenlenmiş olan herhangi bir ruhsatın olmadığı görülmüş, bina için yapılmış olan herhangi bir yıkım müracaatına veya bina hakkında alınmış olan herhangi bir yıkım kararına rastlanılmamıştır." şeklinde cevap verilmiş, verilen cevap üzerine yeniden yazılan müzekkereye karşılık ...Belediye Başkanlığı'nın Ruhsat Ve Denetim Müdürlüğü tarafından 24.08.2019 tarihinde verilen cevabi yazıda "İlçemiz... Sk. 2098 ada, 32 Parsel, no:1/1 kapı sayılı yerin zemin katında dükkan iskanlı bağımsız bölümün 9207 sayılı İş Yeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatlarına ilişkin yönetmelikte belirtilen asgari şartların yerine getirilmesi halinde restaurant olarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatı tanzim edilebilecektir" şeklinde cevap verildiği, tekraren yazılan müzekkere üzerine bu kez ... Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü tarafından 04.11.2019 tarihli cevaben verilen müzekkerede "İmar dosyasında yapılan incelemede söz konusu yere ait 10 Ağustos 1987 tarihli yapı kullanma izin belgesi düzenlendiği, onaylı rolöve projesindeki kat planında dükkan kısmı çizildiği ile ilgili 17.07.2017 tarih E3555 sayılı yazıda ilgi konulu hakkında bilgi verilmiş olduğu, mahallen yapılan incelemede ise yeni herhangi bir inşai faaliyet olmadığı tespit edilmiştir. Taşınmazın imar durumda sol tarafındaki trafo alanı içerisinde kalan arsanın ise 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamı dışında kaldığı, yerinde herhangi bir inşai faaliyet olmadığı" şeklinde belgeleri ile birlikte mahkememize cevap verilmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme ekleri, dosyada bulunan fotoğraflar, ilgili belediye ile yapılan yazışmalar, ödeme belgeleri ve icra takip dosyası ile alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınca davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Açılan itirazın iptali davasının dosyaya sunulan taraflar arasındaki 16.06.2015 tarihli dilekçe uyarınca taraflar arasında bir eser sözleşmesi kurulmuş olduğu ve bu sözleşmeye dayalı olarak taraflar arasında iki başlık altında özetlenebilecek bir ilişkinin olduğuna kanaat getirilmiştir.
Taraflar arasındaki birinci ilişki, sözleşmenin 2. Maddesindeki "İş bu sözleşme, iş sahibi (...Şti) ile iş yüklenici (Tasarı Yapı İç Mimarlık adına ...) arasında ... adresindeki restaurant amaçlı kullanılacak mekanın 'İşin Tanımı' bölümünde belirtilen şekilde ALT YAPI, TADİL, ONARIM-BAKIM, DÜZENLEME VE DEKORASYONU İÇERMEKTEDİR" şeklindeki açık sözleşme hükmünde belirlendiği üzere, davacı tarafın dava dışı 3.kişiden kiraladığı ve dosyada bulunan Fatih Belediye Başkanlığı yazılarından da açıkça anlaşıldığı gibi İŞ YERİ (DÜKKAN) olan ... adresindeki İŞ YERİNİN restaurant amaçlı kullanıma uygun olacak şekilde alt yapı, tadil, onarım-bakım, düzenleme ve dekorasyon işi olup, yapılacak olan işlerin de sözleşmenin 3.maddesinde ek 1 olarak listelenmiş olan listede gösterildiği ve bu işler için kararlaştırılan bedelin 389.000,00 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafça davalıya 355.000,00 TL ödeme yapıldığı ve belediye yazısına göre sair gerekliliklerin yerine getirilmesi halinde iş yeri olarak işletilmesinde - restaurant olarak işletilmesi için başvurunun değerlendirileceği yazısı da dikkate alındığında öncesinin iş yeri olması da dikkate alındığında işletmeye engel olunmayacağı, davalıya bu kısım için başkaca RUHSAT ALMA VS. Yükümlülüğünün yüklenmediği ve sunulan itiraz edilmeyen dosyadaki mevcut fotoğraflara göre de işin çok büyük bir kısmının yapılmış olduğu sabit olup, davacının bu kısım için sözleşmede kararlaştırılandan daha az olarak ödediği 355.000,00 TL'nin davalıdan iadesini istemesi yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davacı tarafça 100.000,00 TL'nin de bu ödenen kısım içinde olduğu belirtilmiş ise de; sözleşmede 100.000,00 TL'nin ne için verileceği ile bu rakam dahil edildiğinde 489.000,00 TL'ye sözleşme bedelinin çıkmış olacağına dair sözleşmenin sözleşmenin 4.6. Maddesindeki açık hüküm karşısında itibar edilemeyeceğine kanaat getirilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kararlaştırılan diğer ilişkinin, işin ise davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 4.2.maddesindeki "İş sahibi üst bahçenin (2098 ada ve 32 parsel'in sol kısmı) tamamının kiralanıp işletmeye kazandırılması adına belediyeden ecrimisi çıkarılması, orta bahçeye tente izni alınması ve restaurant ruhsatının sorunsuz bir şekilde alınması için ayrıca 100.000,00 TL ödeyecek, konu üst bahçenin tamamının ecrimisi veya izin ile kiralanmaması durumunda 100.000,00 TL para geri alınacaktır. Bu rakama, iş yüklenici tarafından belediyeye sunulacak peyzaj çizimi dahil olup, restaurant ruhsat harcı ve ilgili yerin kira bedeli bu tutara dahil değildir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında her ne kadar davacı tarafça yapılan ödeme içerisinde 100.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de bu beyanına itibar edilmemiştir. Zira dava değeri dikkate alındığında ve ödeme belgeleri ile ödeme tarihleri ve sözleşmenin 4.6.maddesindeki ödemeye ilişkin hüküm dikkate alındığında bu 100.000,00 TL'nin davalıya ödenmediği, davalıya ödenenlerin tamamının taraflar arasındaki üst paragrafta zikredilen birinci ilişki kapsamında kalan restaurant amaçlı kiralanan iş yerindeki tamir, dekorasyon vs.olarak nitelendirilen sözleşmenin 2.maddesinde tarif edilen iş için ödendiğine kanaat getirilmiştir.
Davacı taraf dilekçesinde 1 no'lu iş ilişkisi için işlin eksik yapıldığına dair bir iddiada bulunmadığı gibi, ruhsat alınması ve tente izni alınması için gerekli olan 100.000,00 TL'nin yani 2.ilişki için yapılması gereken ödemenin yapıldığını ispatlayamamış olup, bu nedenle de davacıdan bu kısmı talep edemeyeceğine, diğer ödenen 355.000,00 TL'lik kısma ilişkin ödemenin ise yapılan işlere dair bir eksiklik veya ayıp olduğu da davacı tarafça iddia ve ispat edilemediğinden ve sunulan fotoğraflara göre de avizesine kadar işin yapılmış olduğu da görüldüğünden, davacı kendi üzerine düşen 100.000,00 TL'lik ödemeyi yani diğer 2.ilişki için ödemeyi gerçekleştirmemiş olmasının yanında, asıl birinci ilişki için 34.000,00 TL'lik de eksik ödemesinin bulunduğu, bu nedenle de davacının ödenen kısma ilişkin edimini yerine getirdiği, diğer kısma ilişkin davacının davalıdan bir talepte bulunamayacağına kanaat getirilmiştir.
Davacının, davalıya yapmış olduğu 355.000,00 TL'lik ödeme, sözleşmenin 2.maddesinde kararlaştırılan ve toplam bedelin 389.000,00 TL olan yapılacak işlere ilişkin ödeme olup bu kısımda 34.000,00 TL'lik eksik ödemenin bulunduğu ve fotoğraflarla sabit olduğu üzere bu işler bedelinin gereğinin yerine getirilmiş olduğu, sadece sözleşmenin eki olan ve ek 1 listesi olarak belirtilen listenin 11.sırasındaki 61.750,00 TL'lik, birim fiyatı 650,00 TL olan tente bedelini belediyeden ruhsat almadan (ruhsat alma işi davalıda olup, vekalet gerekiyorsa davalının, davacıyı ihtar etmesi gerekmesine rağmen bunu yapmamış olması ve kusurun kendisinde olduğu, buna katlanması gerektiği, ancak belediyeden gelen yazı cevaplarına göre herhangi bir yıkımın olmadığı, yıkım için başvurunun bulunmadığı ve bunun davacı tarafça da ispatlanamamış olduğu , tam aksine belediyeden gelen yazı cevabına ek fotoğrafta açıkça görüldüğü üzere tentenin yerinde olduğu, bu husus da dikkate alındığında bu kısım için de davacıdan bir talepte bulunamayacağına ve yapılan 355.000,00 TL'lik ödemenin, taraflar arasındaki 2.maddesindeki iş ilişkisine ilişkin olduğu, 4.2.maddesindeki iş ilişkisi ile bir ilgisinin bulunmadığı, 2.maddedeki iş ilişkisi yönünden dahi 34.000,00 TL'lik eksik ödeme yapıldığı, iddia edildiği gibi 4.6.maddesindeki işe ilişkin 100.000,00 TL'lik ödemenin olmadığı, tüm bu nedenlerle davacının talebinde haksız olduğuna kanaat getirildiğinden, davalının itirazı yerinde görülmekle, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf yargılamanın başında kendisini vekille temsil ettirmiş olup, bilahare vekili istifa etmiş olmasına rağmen yargılamanın herhangi bir aşamasında vekille temsil edilmiş olmanın yargılama sonunda vekilin azli veya istifası söz konusu olsa bile kendini vekille temsil ettiren davalı tarafın lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 5.maddesi dikkate alınarak vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş ve bu nedenle de güncel avukatlık asgari ücret tarifesi 13/1 maddesi dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 4.287,52 TL'den düşümü ile geri kalan 4.233,12 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesi uyarınca 33.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Katip ...
E-imza




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.