3. Hukuk Dairesi 2015/3862 E. , 2016/4034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacıya ait 1000012410 nolu trafo aboneliğinden dolayı davalı kurum tarafından kaçak elektrik kullandığı iddiası ile 20130620201AT7HT kaçak tahakkuk fiş numaralı 16.092,45 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin elektriğinin 5 yıl önce kesildiğini ve sonrasında kablolarının hırsızlar tarafından çalındığını beyanla, davacının davalıya söz konusu tutanaktan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, söz konusu tutanağın sayaca fiziki müdahalede bulunulması üzerine tutulduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, "... davanın kabulü ile 20130620201AT7HT Kaçak tahakkuk fiş numarası ile 10000124010 nolu abone sözleşmesinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ..." karar verilmiş, sözkonusu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık kaçak tahakkukuna yönelik fatura nedeniyle açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak, 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda, davacı hakkında düzenlenen 18.06.2013 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı ile, sayacın sayacın R-S fazlarının çalışmadığı, sayaç ekranındaki seri no ile hafızadaki seri nonun farklı olduğu tespit edilmekle davalının kaçak elektrik kullandığının dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmaktadır.
1086 Sayılı HUMK 295/1 maddesinde, mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re"sen tanzim olunan senetlerin sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikaların hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil edeceği açıklanmıştır.
6100 Sayılı HMK 204/2.maddesinde ise, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerdendir. Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna tevdiiyle; talep edilen kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedellerinin, ayrı ayrı, yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.