3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3853 Karar No: 2016/4029 Karar Tarihi: 16.03.2016
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/3853 Esas 2016/4029 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2015/3853 E. , 2016/4029 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin 36230 abone numaralı sulama kuyusuna davalı Dedaş tarafından 2013/4 dönemine ilişkin 101.461,80 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, tahakkuk ettirilen borcun hukuka aykırı olduğunuy fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL üzerinden dava açtıklarını beyanla, borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre; dava konusu olayda, talep konusu miktarın açıkça belli olduğu, bu nedenle davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir . Uyuşmazlık , kaçak tahakkukuna vaki menfi tespit istemine ilişkindir . 6100 sayılı HMK"nun 109/1. maddesinde; talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği açıklanmıştır. Somut olaya gelince; davacı, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 101.461,80 TL"lik fatura bedeli nedeniyle, davalıya şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Dava edilen talep konusunun, niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği dikkate alındığında, toplam tahakkuk miktarının sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesi mükündür. Hal böyle olunca, mahkemece; davacının kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.