13. Hukuk Dairesi 2012/19295 E. , 2013/16055 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACI-KARŞI DAVALI: ...
DAVALI-KARŞI DAVACI: ...
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekilleri Avukat ... ve Avukat Hüseyin Kılınç ile davalı-karşı davacı vekili Avukat ve birleşen davada davalı asil ..."in gelmiş olmayarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı asıl davada,davalı şirketin müteahhit olarak inşa edeceği binadan davalının hissesine düşen 7 adet daireyi satın almak için davalı ile noterde 24.1.2002 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını,sözleşme gereğince davalıya 337.000TL ödediğini, davalının tapuları vermemesi üzerine açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini, tescil imkanının kalmadığını ileri sürerek, 337.000TL’nin faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini istemiştir.
Davalı şirket, davanın reddini dilemiş, birleşen karşı davasında, gerçek bir satış vaadi iradelerinin bulunmadığını, şirket yetkilisi olan davalı ...’ın davacı-birleşen davanın davalısı Recep’ten aldığı borç paralara teminat olmak üzere dava konusu satış vaadi sözleşmesini imzaladığını, ödendiği iddia edilen 337.000TL’nin şirket kayıtlarına girmediğini, sözleşmenin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 24.1.2002 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin bedelsizlik ve muvazaa nedeniyle iptalini istemiştir.
2012/19295-2013/16055
Birleşen davanın davalısı ..., satış vaadi sözleşmesini davacı-birleşen davanın davalısı Recep’ten şahsı adına aldığı borç para karşılığı teminat olmak üzere imzaladığını, şirketin sözleşme ile ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın Reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı-birleşen davanın davalısı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-birleşen davanın davalısı Asıl davada, davalı şirket ile 7 adet daireyi satın almak amacıyla noterde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi imzalayarak satış bedeli olan 337.000TL’yi ödediği halde dairelerin tapularının devredilmediğini, açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini ileri sürerek, 337.000TL’nin davalı şirketten tahsilini istemiş, davalı şirket ise birleşen karşı davasında, bedelsizlik ve muvazaa nedenlerine dayanarak dava konusu taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davacı-birleşen davanın davalısı Recep ile davalı-birleşen davanın davacısı şirket arasında 24.1.2002 tarihinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği taraflar arasında çekişmesizdir. Sözleşmede 337.000TL’nin nakden ve tamamen ödendiği belirtilmiştir. Sözleşme resmi şekilde düzenlenmiş olup geçerlidir. Sözleşmeyi şirket adına o tarihte şirket yetkilisi olan ... imzalamış olup davacı-birleşen davanın davalısı Recep ile Şahap’ın el ve işbirliği halinde oldukları dosya kapsamıyla kanıtlanamamıştır. Davalı-birleşen davanın davacısı şirket bedelsizlik ve muvazaa iddialarını ispatlayamamıştır. Öyle olunca mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı-birleşen davanın davalısı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı-karşı davacılardan alınarak davacı- karşı davalılara ödenmesine, peşin alınan 5.004,45 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.