MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraat
2-Sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan,TCK"nun 155/2,52/2 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."nin beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından; sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... müdafisi ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi ""2007"" yılı olarak gösterilmiş ise de; olaya konu iş makinelerini iadesi için çekilen ihtarnamenin 20/04/2007 yılında tebliğ edilmesi nedeni ile suç tarihinin 65 gün sonrası olan ""25/06/2007” olarak yazılmaması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmüştür.
Sanık ..."in, suç tarihi itibari ile Dinka Makine....Ltd.Şti"nin yetkilisi ve ortağı, diğer sanık ..."nin ise ortağı olduğu, sanıkların ortak oldukları şirket ile katılan şirket arasında farklı tarihlerde düzenlenen finansal kiralama sözleşmeleriyle 4 adet Hitachi marka paletli ekskavatörün sanıkların şirketine teslim edildiği, 2007 yılında ödemede temerrüte düşülmesi üzerine 18/04/2007 tarihinde noter kanalıyla gönderilen ihtarnameler ile borcun ödenmesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, ödeme yapılmaması üzerine sözleşmenin feshedildiği, sözleşme konusu ekskavatörlerin katılan şirkete teslim edilmediği gibi sözleşme konusu araçların sahte belgelerle yurt dışına çıkarıldığı, bu surette sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda;
1-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ..."nin aşamalarda değişmeyen katılan şirket ile yapılan finansal kiralama sözleşmelerindeki kiracı ve müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla atılan imzaların kendisine ait olmadığı yönündeki istikrarlı savunmaları, bu savunmayı destekler nitelikteki grafoloji ve sahtecilik konusunda uzman bilirkişiden alınan 12/12/2014 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı karşısında, sanığın savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, mahkumiyetine yeter delil bulunmadığından, sanık hakkında bu gerekçeyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin suçun sanık yönünden sübut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, inceleme konusu hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin eylemleri nedeniyle, ...14.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/10/2012 tarih ve 2011/148 E., 2012/1224 K. sayılı ilamı ile sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın da sanık müdafisinin temyizi üzerine Yargıtay 23.Ceza Dairesi"nin 26/10/2016 tarih ve 2015/9331 E.2016/9086 K. sayılı düzeltilerek onama ilamı ile kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, mevcut dosyada da sanık hakkında aynı eylem nedeniyle mükerrer dava açıldığı ve yargılama yapılarak mahkumiyetine hükmedildiği anlaşılmakla, sanık hakkında açılan davanın mükerrer olması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/7 maddesi gereğince davanın reddine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
a-)Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.