14. Hukuk Dairesi 2012/14608 E. , 2013/3125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.07.1998 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, birleştirilen davalar ile orman olarak tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; birleşen davanın açılmamış sayılmasına, asıl davanın reddine, taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına dair verilen 15.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili ile duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.02.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ve davacı temsilcisi geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı... Köyü, 1936 yılından bu yana mera ve biçenek olarak kullandıkları taşınmaza davalı ...’nün elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Birleşen davalarda da davacı ... idaresi, davalılar ... ve ... Köyleri’ne yönelttiği davasında, 101 ada 207, 208, 210 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın kendi meraları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, birleşen davaların açılmamış sayılmasına, asıl davanın reddi ile 159 ada 2 parsel, 136 ada 2 parsel ve 101 ada 208 parsel sayılı taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı köy vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, meraya haksız elatmanın önlenmesi; birleşen dava da taşınmazların orman niteliği ile tescili istemlerine ilişkindir.
Belirli bir davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakacağı görev ile saptanır. Mahkemelerin görevleri ise yasalar ile belirlenir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her safhasında mahkeme görevli olup olmadığını kendiliğinden incelemelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı köy kadastro çalışmasından önce sınırlarını saydığı tarafının kullanımında olan meraya elatmanın önlenmesini istemiştir. 27.10.2009 tarihinde yapılan keşif sonunda fen bilirkişilerinin düzenlediği 24.12.2009 günlü raporda, dava dilekçesinde gösterilen sınırların davacı köy sınırları içerisinde kalan 159 ada 6 ve 5 parsel ile davalı köy sınırları içerisinde kalan 136 ada 2 parsel, 101 ada 208 ve 210 parsel ile dava dışı gerçek kişilere ait taşınmazları kapsadığı belirtilmiştir. 09.03.2007 günü düzenlenen kadastro tutanağına göre 136 ada 2 parsel sayılı taşınmaz orman; 159 ada 6 parsel ile 101 ada 208 parsel sayılı taşınmazlar mera olarak tespiti yapılmış ve kadastro çalışması taşınmazların bu davada davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılmıştır.
Mahalli mahkemelerde görülmekte olan davaların kadastro mahkemesine devri ve eksik idari işler hakkında yapılacak işlemleri gösteren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesine göre mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz malın kadastro tutanağının düzenlendiği tarihte mahalli mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyaların re’sen kadastro mahkemesine devri gerekir. Bu hüküm, zaman bakımından kadastro mahkemelerinin görev ve yetkisini düzenleyen 26.maddesinin (C) bendinde de tekrar edilmiştir. Somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tutanağı yargılama sırasında düzenlenmiş olup, bu dava nedeniyle kesinleşmemiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Mahkemece, kamu düzeninden olan ve re’sen gözetilmesi gereken görev konusu bir yana bırakılarak çekişmenin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 990TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 05.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.