Esas No: 2021/2162
Karar No: 2022/2923
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/2162 Esas 2022/2923 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/2162 E. , 2022/2923 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2018 tarih ve 2017/38 - 2018/304 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Resmi belgede sahtecilik, Nitelikli dolandırıcılık
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
3-Sanık ... hakkında;
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
4-Sanık ... ve ... hakkında; TCK'nın 309, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/2, 62, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi
5-Sanık ... hakkında;
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 314/3 maddesi yollamasıyla 220/7, 62, 53 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
6-Sanık ... hakkında;
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
7-Sanıklar ... ve ... hakkında; TCK'nın 309, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 58/9, 53 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi
8-Sanık ... hakkında; TCK'nın 309, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
9-Sanık ... hakkında;
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 221/4-2, 62, 221/5, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
10-Sanık ... hakkında;
a-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
b-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 221/4-2, 62, 221/5, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Temyiz edenler : sanık ... müdafii , sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii,
Türkiye Cumhuriyeti ... ve ... vekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi vekili
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafiileri ve sanıklar ... ile ...'un duruşmalı inceleme istemlerinin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından takdiren; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ...'nun duruşmalı inceleme istemlerinin, tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
I-Katılanlar Türkiye Cumhuriyeti ... ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekillerinin sanık ... hakkında silahlı örgüt kurma veya yönetme suçu ile diğer sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Silahlı terör örgütüne üye olma ile silahlı örgüt kurma veya yönetme suçlarının nitelikleri itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan ... ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından, katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraatine dair kurulan hükme yönelik ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İstinaf başvurusunun esastan reddine dair beraat kararlarına konu suçların üst sınırının 10 yıldan az olması nedeniyle yasa maddelerinde öngörülen cezanın miktarına göre bölge adliye mahkemesi kararı kesin olduğundan sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen kararlara yönelik temyiz taleplerinin CMK'nın 286/2-g ve 298. maddeleri gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
III-HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Ayrıntıları, dairemizin 22.03.2019 tarih ve 2018/7103 esas 2019/1953 karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru / tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir. Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ / PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla, sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde, yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
IV-SOMUT OLAY:
Kurmay Albay Cemil Turhan ve Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral ... tarafından imzalanan “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emir ve eklerindeki görevlendirme listesinde Hatay iline sıkıyönetim komutanı olarak sanık Tuğgeneral ...'ın atandığı, sanık ...'ın İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı olarak görev yaptığı, Antakya, İskenderun ve Osmaniye başta olmak üzere 15 ayrı Kışla ve Hudut Karakollarından oluşan birliği komuta ettiği, sanığın komutasındaki ... Tor Kışlası'nda 15 Temmuz 2016 tarihi öncesinde Zırhlı Personel Taşıyıcılarının yüksek süratle her gün test edildiği, sınır birimlerinden ... Tor Kışlası'na birlik kaydırıldığı, 15 Temmuz günü ... Tor Kışlası'ndaki Zırhlı Personel Taşıyıcı araçların tümüne yakıt ikmali yapıldığı, Zırhlı Personel Taşıyıcı araçlar, iş makinesi ve kepçe gibi çalışmayan araçların çalışır hale getirildiği, 15 Temmuz günü 2. Hudut Alay Komutanlığı'nda devir ve teslim töreni yapıldığı, sanığın Beşaslan Köyü'nde kaçakçı yakınlarının av tüfekleri ile rastgele atışlar yapmasını bahane ederek törenden erken ayrıldığı, sanık ...'ın Sıkıyönetim Direktifi gönderileceğini önceden bildiği, Hatay İl Jandarma Komutanı ... ile yaptığı konuşmada sıkıyönetim direktifinin tamamen suç unsuru oluşturduğunun söylenmesi üzerine ancak 'tamam' demekle yetindiği, Osmaniye Valisi ... ile yaptığı konuşmada 'yukarıdan emir bekliyorum' şeklinde cevap vererek darbe teşebbüsünün karşısında durduğunu net olarak söyleyemediği, o tarihte izinli olan Hatay Valisi ... ile yaptığı konuşmada kendisine yasa dışı bir hareketlilik olduğunun söylenmesi üzerine 'henüz sıkıyönetim direktifini incelemediğini, İskenderun'a gidip inceledikten sonra cevap verebileceğini' beyan ettiği, saat 00:09'da Hatay Valiliği'ne vekalet eden ... tarafından aranarak sıkıyönetim komutanı ilan edilmesi ilgili soru sorulduğunda sanığın "duruma bakıyoruz, değerlendiriyoruz, henüz belli bir şey yok" şeklinde cevap verdiği, sanığın saat 00:43, 00:53 ve 00:58'de olmak üzere örgütün Hatay Emniyet Sorumlusu olan Ersan Özkan ile hiçbir mesleki bağlantısı olmadığı halde telefon irtibatı bulunduğu, Ersan Özkan'ın aynı gece sanık ... ile iletişime geçmeden hemen önce saat:00.42'de Sıkıyönetim Direktifi adlı belgede imzası olan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral ... ile telefon irtibatı olduğu; Serinyol Jandarma Alay Komutanı olan sanık Kurmay Albay ...'ın bu görevi 15.07.2016 günü yapılan törenle devir aldığı, törenden sonra Hatay Merkez Komutanı ve Askeri Gazino Müdürü olan sanık Jandarma Albay ... ve Serinyol Mahalle Muhtarı'nın kardeşi olan sanık ... ile birlikte bir lokantaya ardından da bir müzikhole geçip alkol aldıkları, saat:23:00 sıralarında darbe teşebbüsünden haberdar olmaları üzerine birlikte oradan ayrıldıkları, Serinyol Jandarma Alay Komutanlığı'na sanık ... ile birlikte gelen sanık ...'ın; tüm askerlerin silah ve mühimmatları ile birlikte hazır olması emrini verdiği, Hatay İl Jandarma Komutanı ... ile yaptığı konuşmada "Siz dinlemezseniz dinlemeyin, ben zamanı geldiğinde emrin gereğini yaparım'' şeklinde beyanda bulunduğu, saat 01:00 sıralarında askerlere hitaben "öncelikle ben sizin komutanınızım, hepiniz bana güvenin, bu güne kadar kimseyi yarı yolda bırakmadım, hepinizin arkasında dururum, şu anda ne olduğu tam olarak belli değil, her şey saat 03:30'da belli olacak, saat 03:30 olur ben bir emir veririm buradan dışarıya çıkmanızı emrederim, buradan çıkarız o saatten sonra ben ne emredersem onu yapacaksınız, yapmayan olursa onun kafasına sıkarım'' şeklinde beyanlarda bulunduğu, 02:45 sıralarında personel silah teçhizat bıraksın emrini verdiği, müdürü olduğu Askeri Gazinoya giden sanık ...'ın; "bütün askerleri kaldırın, nöbet mevzilerini takviye etsinler'', "polisler gelirse vurun" şeklinde emirler verdiği ardından 00:00 sıralarında Serinyol Jandarma Alay Komutanlığı'na gelerek sanık ... ile birlikte hareket ettiği, 03:00 sıralarında sanık ... ve sanık ...'in alaydan ayrıldıkları, iki bayanla buluşarak geceyi Askeri Gazinoda birlikte geçirdikleri anlaşılmıştır.
V-HUKUKİ AÇIKLAMALAR VE SOMUT OLAY ÇERÇEVESİNDE HÜKÜMLERİN İNCELENMESİ:
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan beraat ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, hükümden sonra dosyaya giren sanık ... ve ...'ın örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösteren veri inceleme raporu, hükümden sonra dosyaya beyanları giren ...'ın sanık ... hakkında; sanığın örgüt üyesi polislerden olduğuna dair beyanı, hükümden sonra dosyaya beyanları giren kendisi de asker olan ...'ın sanık ... hakkında; örgüt içerisinden Tevfik Soylu isimli şahsın kendisi ile birlikte sanık ile de görüşmekte olduğuna dair beyanı ve diğer deliller nazara alındığında sanıkların eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu ve bu suçtan cezalandırılmaları gerektiğinin gözetilmemesi, atılı suçtan verilen karara yönelik temyiz bulunmaması ve kararın kesinleşmesi sebebiyle değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı; Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından beraatlerine karar verilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...; Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan beraatlerine karar verilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak ise yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafii, Türkiye Cumhuriyeti ... ve ... vekili ile ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle beraat kararları ve mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA,
2-Sanıklar ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ve sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca belirlenen 5 yıl hapis cezasından TCK’nın 220/7 maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapıldıktan sonra sanığın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilip sonrasında 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 3 yıl 9 ay hapis cezasına, daha sonra da TCK 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim uygulanıp 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması sonuç ceza doğru tayin edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii ile Türkiye Cumhuriyeti ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
a-Sanık ... hakkında kendisini vekille temsil ettiren katılan ... Cumhuriyeti ... ve ... vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
b-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan temel ceza belirlenirken delalet maddeleri olan TCK’nın 314/3 ve 220/7 maddelerinin belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olduğundan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMK'nın 303/1. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık ... yönünden katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının duruşmada kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.450 TL maktu vekalet ücretinin sanık ...'tan alınarak katılana verilmesine" ibaresinin eklenmesi; sanık ... yönünden hükmün 32/B bendinin 2. fıkrasından "üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunu işlediği sübuta ermekle eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nın 314/2. maddesi gereğince" ibaresinin çıkarılarak yerine "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın eyleminin bir bütün halinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Üyesi olmamakla birlikte, Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etmek suçunu oluşturduğu sübuta ermekle TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2. maddesi gereğince" ibaresinin eklenmesi, hükmün 32/B bendinin 3. fıkrasından "TCK 314/3 maddesi delaletiyle TCK'nın 220/7 maddesi" ibaresinin çıkarılarak yerine "TCK'nın 220/7-2. cümlesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri, sanıklar ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a-Sanıklar ... ve ... bakımından;
Resmi makamlarca veya komutanlarınca bir çağrı bulunmamasına rağmen darbe teşebbüsünden haberdar olmalarının hemen ardından kışlaya gelerek süreç içerisinde oluşabilecek fiili ve siyasi duruma göre pozisyon almaya çalışan, darbeye karşı mücadele eden askerlerle hareket etmek yerine darbecilerden gelecek emirleri bekleyen, böylece darbe teşebbüsü eyleminde bulunan Yurtta Sulh Konseyi üyeleri tarafından düzenlenen sözde Sıkıyönetim Direktiflerine uygun şekilde hareket eden sanıkların; kışla dışında herhangi bir askeri hareketliliğin yaşanmadığı da nazara alındığında somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde-faillerle birlikte-fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradelerini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptıkları katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Sanık ... bakımından;
Dosya kapsamına göre; Serinyol mahalle muhtarı ...'in kardeşi ve çay bahçesi işletmecisi olan sanığın olay tarihinde sanık ... ile sanık ... aracılığıyla tanıştığı, birlikte alkol aldıkları sırada sanık ...'ın darbe teşebbüsünden haberdar edilmesi üzerine birlikte alaya gittikleri, burada da alkol almaya devam ettikleri, sanığın darbe teşebbüsüne iştirak edecek rütbe ve konumda bulunmadığı, sanık aleyhinde hükme esas alınan "emrimde silahlı 300 kişi var ne zaman hazır edeyim" şeklindeki beyanların dosya kapsamı ve hayatın olağan akışı ile uyumlu bulunmadığı, sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir delil de bulunmadığından, silahlı terör örgütüne üye olma suçunun da oluşmadığı, bu itibarla FETÖ / PDY silahlı terör örgütü ile herhangi bir bağı da tespit edilemeyen sanığın anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım etme suçundan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
c-Sanık ... bakımından;
Darbe teşebbüsü sırasında Trafik Denetleme Şube Müdürü olarak çalışan ve şube müdürlüğü ekiplerine "Arkadaşlar konuyu biliyorsunuz darbe girişimi olmuştur. Askerler buraya geldiğinde silahlarınızı vermeyin ama silahlı çatışmaya da girmeyin, onlar da bu vatanın evlatları, siz burada oturun, benden talimat bekleyin." şeklinde hitap etmekten ibaret olan sanığın eyleminin kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmaması, neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımaması, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmesi nedeniyle ika edildiğinin kanıtlanamaması, sanığın bu eylemini darbe girişimini desteklemek için mi yoksa polis ile askerin karşı karşıya gelmesini engellemek için mi yaptığının yani kastının tam olarak belirlenemesi karşısında, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım suçunu oluşturmayacağı dolayısıyla suçun icrasına başlanmasından sonra yönünü belli ederek katılma iradesini açıkça ortaya koyan bir nitelik de taşımaması; ancak dosya içerisindeki mevcut ByLock tespit tutanağı, Bank Asya kayıtları ile tanık beyanları nazara alındığında eyleminin silahlı terör örgütüne üyelik suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
d-Sanık ... ve ... bakımından;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduklarına dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, sanık ... yönünden istinaf aşamasında, sanık ... yönünden temyiz aşamasında dosya içerisine geldiği anlaşılan ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanakları, ayrıca UYAP veri havuzu üzerinde araştırma yapılarak sanıklar hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının tespiti ile gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmeleri sağlanarak; yine, temyiz aşamasında dosya içerisine geldiği anlaşılan veri inceleme raporları içeriğinde sanık ...'nın örgüt içindeki konumunun "SAY" derecesinde, sanık ...'ın örgüt içindeki konumunun ise "SAYV" olarak belirlendiğinin anlaşılması karşısında, veri inceleme raporları ile anılan belgelerin CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafiilerine okunarak sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde hüküm kurulması,
e-Sanık ... bakımından;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporlarının istenmesi, bulunmaması durumunda CGNAT ve HTS kayıtları üzerinde sanık adına kayıtlı hatlar üzerinden ByLock programı kullanılıp kullanılmadığına dair uzman bilirkişiden teknik rapor alınması, ayrıca UYAP veri havuzu üzerinde araştırma yapılarak sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının tespiti ile gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmeleri sağlanarak; yine, istinaf aşamasında dosya içerisine geldiği anlaşılan veri inceleme raporu içeriğinde sanığın örgüt içindeki konumunun "SAY" derecesinde belirlendiğinin anlaşılması karşısında, veri inceleme raporları ile anılan belgelerin CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde hüküm kurulması,
f-Sanık ... bakımından;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 esas 2017/370 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 esas 2017/3 karar sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle, ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilip; bulunmaması durumunda CGNAT ve HTS kayıtları üzerinde sanık adına kayıtlı hatlar üzerinden ByLock programı kullanılıp kullanılmadığına dair uzman bilirkişiden teknik rapor alınması, yine, Emniyet mensubu olarak görev yaptığı bildirilen sanık hakkında Emniyet mahrem yapılanmasına dair soruşturma kapsamında düzenlenen veri inceleme raporu bulunup bulunmadığı ilgili birimlerden sorularak, sonucuna göre varsa getirtilip, buna ilişkin gizli tanık garson beyanları ile mahkeme kararları da temin edilerek; ayrıca, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde beyan veya ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip, 5271 sayılı CMK’nın 217/1. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerekirse beyan yahut ifade sahipleri tanık olarak dinlenildikten sonra deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ile sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak tahliye taleplerinin reddi ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.