Esas No: 2019/182
Karar No: 2019/2974
Karar Tarihi: 07.02.2019
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2019/182 Esas 2019/2974 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankada servis görevlisi olarak çalışmakta iken 13.01.2003-11.05.2005 tarihleri arasında usulsüz işlemler sonucu bir takım paraları zimmetine geçirerek müvekkil bankayı zarara uğrattığını, müvekkili bankanın uğradığı zararın, bankanın Teftiş Kurulu müfettişleri tarafindan düzenlenen 30.09.2005 tarih ve ... sayılı kanuni soruşturma raporunda ayrıntılı olarak tespit edildiğini, davalı ..."ın 13.01.2003 tarihi ile 11.05.2005 tarihleri arasında yaptığı usulsüz işlemler sonucu meydana gelen faizsiz banka zararı toplamının 62.037,78.TL olduğunu, bu zararın 24.05.2005 tarih 34 numaralı kanuni soruşturma raporununsonuç bölümünün "b" şıkkında belirtilen işlemlerle ilgili olarak 1.100,00.TL., "e" şıkkında belirtilen işlemlerle ilgili olarak 2.500,00.TL, "f" şıkkında belirtilen işlemlerle ilgili olarak 1.480,12.TL. olmak üzere toplam 5.080,12.TL."nin tahsil edildiğinden bu miktar banka zararının ortadan kalktığını, davalı tarafından usulsüz olarak ...,... hesaplarından alınan 19.675,28.TL. bakiyeli kredinin müfettiş soruşturması devam ederken davalıdan tahsil edildiğini, davalının 13.01.2003 tarihi ile 11.05.2005 tarihleri arasında yaptığı usulsüz işlemler sonucu zimmetine geçirerek müvekkil bankayı uğrattığı zararın ana para tutarının 37.282,38.TL, 01.06.2006 tarihi itibarı ile işlemiş faizinin 28.642,18 TL, B.S.M.V."si 1.432,11 TL olmak üzere toplam 67.36,67 TL olduğunu, faiz hesaplamasının T.C.Merkez Bankası"nın kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı avans faiz oranı üzerinden her zimmet miktarına zimmet tarihinden 01.06.2006 tarihie kadar kademeli faiz uygulanarak yapıldığını, müvekkili bankanın müfettişince yürütülen soruşturma devam ederken davalı tarafından 14.027,00 TL ile 5.000,00 Euro"nun müvekkili bankaya ödendiğini, ancak o tarihte davalı hakkında müfettiş soruşturması devam ettiğinden ve banka zararı net olarak ortaya çıkmadığından herhangi bir mahsuplaşma yapılamadığını, ilgili paraların aracı geçici hesapta tutulduğunu, müvekkili bankanın Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından soruşturma raporu tamamlanıp ilgili banka şubesine gönderildikten sonra gerekli hesaplamaların yapılarak davalının zimmetine geçirdiği paralar nedeni ile uğranılan zararın belirlendiğini, davalı tarafindan soruşturma devam ederken yatırılan fakat aracı geçici hesapta tutulan 14.027,00 TL ile 5.000 Euro (Türk Parası karşılığı 9.740,50 TL) olmak üzere toplam 23.767,50 TL"nin, 28.642,18 TL. faiz alacağının 22.635,71 TL"lik kısmı ile bu miktar üzerinden hesaplanan 1.131,79 TL B.S.M.V. alacağı kısmından düşürüldüğünü, bu şekilde yapılan mahsuplaşma sonucunda müvekkili bankanın davalı yandan 37.282,38 TL ana para, 6.006,47 TL., Merkez Bankası"nın kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı avans faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz alacağı ve bu faiz üzerinden hesaplanan 300,32 TL. B.S.M.V olmak üzere toplam 43.589,17.TL alacağının bulunduğunu, davalının zimmet haksız fiilinden doğan banka zararının tahsili için ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin ... Esas numaralı dosyasında 01.06.2006 tarihinde açtıkları alacak davasının 23.06.2009 tarihinde kısmen kabulüne karar verildiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 23.06.2009 tarih ... Esas sayılı kararının taraflarınca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 14.07.2011 tarihli ilamıyla davanın İş Mahkemesi"nde görülmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulduğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesince söz konusu bozma ilamına uyularak 15.11.2011 tarihinde ... Esas sayılı görevsizlik kararı verildiğini, görevsizlik kararının kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içersinde dosyanın görevli İş Mahkemesi"ne gönderilmesini talep etmediği için 01.06.2006 tarihinde açtıkları davanın açılmamasına karar verildiğini, bu nedenle davalının zimmet haksız fiilinden doğan banka zararının tahsili için işbu davayı yeniden açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarmız saklı kalmak kaydı ile 37.282,38 TL. ana para, bakiye 6.006,47 TL. işlemiş faiz ile bu faiz üzerinden hesaplanan 300,32 TL. B.S.M.V olmak üzere toplam 43.589,17 TL. alacağını, ana para alacağına dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası"nın kısa vadeli kredi işlemlerinde tatbik ettiği avans faiz oranını uygulanarak %5 B.S.M.V alacağını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı, bankanın ve şahısların hesaplarına girerek işlem yapmadığını, kendisinin yaptığı işlemlerin üreticilere gelen destek ödemelerinde oynama yapmak olduğunu, bu paraların bankanın şahsi parası olmadığını, ilgili bankanın kendi yaptığı işlemlerden dolayı hangi şahsa kaç TL zarar ödediğini, böyle bir şeyin ve böyle bir meblağın olmadığını, üreticilere gelen ödeme miktarlarının bankanın kasasından ödenmediğini, ...,..."in hesaplarında ilgililerin imzaları karşılığında onlar kredi kullanmış gibi paraları kendisinin aldığını, ilgililerin fişlerde imzalarının ve bilgilerinin olduğunu, ..."in hesabının ticari hesap olduğundan ilgilinin boş fişlerde kendisine verilmiş imzalarının mevcut olduğunu, fişlerin ilgili müfettişe verildiğini, bu olay olmadan kendisi ölseydi bankanın fişlerinde ilgili kişilerin imzaları olduğundan kendilerinden tahsil edeceğini, bilirkişi raporlarının olduğunu, ama bilirkişilerin müfettişin yazdıklarını tasdik ettiklerini ve başka bir şey yapmadıklarını, bu konu hakkında kendisinden bir savunma alınmadığını, bankanın konu hakkında hangi mahkemeye gideceğini bilmediğini, diğer mahkeme masraflarının da kendisi üzerinde borç durduğunu, eğer kendi savunması dikkate alınmış olaydı rakamların düşük olacağını, belki de borcun daha önce ödenmiş olacağını, kendisine çıkarılan miktar üzerine her türlü, masraf, Avukatlık ücreti gibi meblağlar eklendikten sonra kendisinden tahsil edilen düşüldüğü için alacağının yüksek gözüktüğünü, oysa alacağın ana paradan düşülmüş olsaydı geriye sadece faizlerin kalacağını ve faize faizi olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Mahkeme"nin ... Esas sayılı kararı ile; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/331 esas 2009/378 karar sayılı dosyasının görev yönünden bozularak geldiği, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm kurmaya elverişli şekilde zarara ilişkin rapor alındığı, bu rapor içeriğine göre davalının Bankaya verdiği zararın tespit edildiği, Mahkemece yapılan yargılama sırasında tarafların önceki yapılan yargılamadaki işlemler ve talepler yönünden beyanlarını tekrar ettikleri belirtilerek usul ekonomisince yeniden bilirkişi incelemesi yapmaksızın davanın kısmen kabulüyle; 36.947,68 TL ana paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve 4.874,68 TL faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ... Esas 2014/28991 Karar sayılı ilamıyla; somut olayda, davalının bankada çalıştığı sırada zimmetine para geçirdiği ve bir kısım ödemede bulunduğu, davalının ceza dosyalarındaki tüm ödemeleri ve icra müdürlüklerine yatırdığı masraf ve paraların tamamının ayrı ayrı tespit edilerek, bunların 30.04.2008 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporundaki miktarlardan mahsubunun gerekip, gerekmediğinin tartışılmamasının hatalı olduğu, bir hukukçu, bir bankacı ve bir serbest muhasebeci mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle söz konusu kararın bozulduğu, bozma ilamı sonrasında; bozma ilamı uyarınca dosya üzerinde yeniden yapılan bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 27.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda: davalı hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde nitelikli zimmet suçu kapsamında yapılan ... esas sayılı davada, alınan 18.09 2006 ve 17.10.2007 tarihli bilirkişi raporları ile Banka müfettişi tarafından hazırlanan teftiş raporuna atıf ile sanığın usulsüz işlemler ile toplam 41.078,97 TL"yi zimmetine geçirdiği, bankanın uğradığını ileri sürdüğü diğer zararların sanığa yüklenen suçla ilgili olmadığı, ortaya çıkış koşulları itibariyle basit zimmet niteliğinde bulundugu, sanığın soruşturma başlamadan zararın tamamını tazmin ettiği, bu nedenle sanığa cezasında indirim uygulanarak 2 yıl 1 ay hapis cezası verildiği, bu cezanın Yargıtay 7. Ceza Dairesince 07.10.2013 tarihinde onanarak kesinleştiği, bozma gerekçeleri doğrultusunda alınan 01.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalının bankaya usulsüz işlemler suretiyle verdiği zarar tutarları ile davalının bankaya ödeme tutarları tespit edildikten sonra, usulsüz kredi işlemlerinin zimmet niteliğinde olmadığı, bankanın bunları öncelikle kredi alandan tahsili, bu mümkün olmadığı takdirde krediyi kullandıran personelden rücu edilebileceği, buna göre bankanın davalıdan tahsil ettiği tutarı öncelikle zimmet unsuru borçlardan mahsup etmesi, kalan bir tutar bulunduğu takdirde kredinden kalan bir alacak varsa buna mahsup edilebileceği, toplam zimmet tutarı olan 42.027,54 TL"nin soruşturma aşamasında müşterilerden yapılan 5.080,12 TL tahsilat ile 36.947,42 TL"ye indiği, davalının soruşturma aşamasında toplam 44.141,50 TL ödediği, davalıdan fazladan tahsil edilen 7.194,08 TL"nin işlemiş faize karşılık olarak değerlendirilebileceği, keza davalının işlemiş faizi talep hakkı bulunduğu, ... "e kullandırılan 19.675,28 TL kredinin faiziyle 20.374 TL olarak davalının ödemesinden mahsup edilmesinin hukuka aykırı olduğu, 37.282,38 TL zimmet tutarına işleyecek faizin özel hukuk hükümlerine ilişkin hesap edilmesi gerektiği görüşünün bildirildiği, tarafların itirazları üzerine aynı heyetten 08.08.2016 tarihli ek rapor alındığı, ek raporda maddi içerik ve hukuki degerlendirme itibariyle kök raporun yinelendiği, ancak zimmet oluşturan her bir ödeme için 01.06.2006"ya kadar faiz hesap edildiği, sonuçta ceza mahkemesinin esas aldığı zimmet tutarı olan 42.027.54 TL"den soruşturma aşamasında müşterilerden yapılan 5.080,12 TL tahsilatın mahsubu ile 36.947,42 TL ve artı işlemiş faiz 17.452,32 TL olmak üzere toplam 54 399,74 TL"den davalının ödediği 44.141,50 TL"den mahsubu ile bakiye alacağın 10.258,24 TL olarak hesap edildiği, Mahkemece tarafların itirazları sonucu Yargıtay bozma ilamındaki gerekçeyi karşılar mahiyette yeniden rapor alınmasına karar verildiği bunun üzerine dosyanın bilirkişi heyetlerine tevdi edildiği, ceza yargılaması ile hukuk yargılaması arasındaki ilişkide, ceza mahkemesinin maddi olaya ilişkin tespitlerinin hukuk yargılamasında bağlayıcı olduğu, buna göre ceza davasına ait dosyanın incelenmesinden, davacının usulsüz işlemler ile zimmetine geçirdiği tutarın 41.078,97 TL olarak kesinleştiğini, bu tutarın davacı bankanın soruşturma raporundaki verilerden hareket ile 42.027,54 TL olarak tespit edildiği, keza soruşturma aşamasında bu tutara ilişkin 5.080,12 TL"nin müşterilerden tahsil edildiğini, bu durumda bakiye zimmet tutarının 42.027,54-5.080,12= 36.942,47 TL olduğu, davacı bankanın ceza dosyası içeriğindeki 21.11.2016 tarihli yazısından, davalıdan yapılan tahsilatların 44.141,50 TL, mahsup miktarının 44.141,50 TL şeklinde olduğu, görüldüğü üzere davacı bankanın davalının ödemelerini zimmetine geçirdiği paralara ilişkin olarak değil, usulsüz kullandırdığı iddia edilen .... ve ..."e verilen kredi borçlarına mahsup ettiğini, işbu davada talep edilen tutarın, davalının zimmetine geçirdiği para toplamı olduğu, ceza mahkemesinde davalının ödemelerinin zimmetine geçirdiği tutara mahsup edilerek ceza indiriminden yararlandırıldığı, davalının ödemelerinin tamamının davacının işbu davasını dayandırdığı 30.09.2005 tarihli müfettiş raporundan önce ve en son bu tarihte olduğunu, ancak davalı bu ödemeleri muhasebe kayıtlarında söz konusu zimmet tutarlarına mahsup etmek yerine usulsüz krediler kapsamında değerlendirildiğini, bu konuda önceki bilirkişi raporunda, usulsüz kredilerin zimmet niteliğinde olmadığı gerekçesi ile davalı ödemelerinin ...,..."e kullandırılan kredilere mahsubunun hatalı olduğu görüşünün bildirildiği, bankacılık mevzuatına aykırı kredi kullandırılmasının ilke olarak banka personeli açısından zimmet olarak nitelendirilemeyeceğinin açık olduğu, kredi işleminin gerçekleştirilmesinde bir banka personeli aktif ise de bu işlemin birden fazla yetkilinin katılımı ile tekemmül ettiği, dava konusu olayın geçtiği dönemde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 321inci maddesine göre işçinin işi özenle yapmakla borçlu olduğu, isçinin bu borca aykırı olarak işverene kasten ya da ihmal ile verdiği zararlardan sorumlu olduğu, dolayısıyla mevzuata aykırı kredi kullandırma işleminde banka personelinin kusuru etkili ise de, böyle bir işlemin krediyi kullanandan kredi alacağının tahsil edilemediği durumda bir zarar oluşturacağı, bu durumda söz konusu krediyi tahsiste yer alan personelden kusurları oranında bu zararın rücu edilmesinin gündeme geleceği, buna göre somut olayda davalının müfettiş raporu tarihi itibariyle usulsüz işlemler ile zimmetine geçirdiği nakit toplamından fazlasını bankaya ödediği, davalının ödeme tarihinde ...,... kredilerinin tahsil durumunun, banka açısından zarar oluşturup oluşturmadığının belli olmadığı, davacının bu ödemeyi geçici hesapta tutup 10.06.2006 tarihinde kredi borçlarına mahsubunun hukuka uygun olmadığı, krediden kaynaklanan zararlarla ilgili, bu kredilerin tahsisinde görev alan davalıdan başka diger personelin de kusurlarının değerlendirilmesinin gerektiği, Borçlar Kanunu 84üncü maddesi uyarınca ilke olarak ödemelerin öncelikle faizden mahsup edildiğini, buna göre 36.947,42 TL zimmete geçirilen artı önceki bilirkişi raporunda hesap edilen 17.452,32 TL işlemiş faizin toplamı olan 54.399,74 TL"den davalının ödemesi 44.141,50 TL mahsup edildiğinde, 10.258.24 TL bakiye alacağın ana para borcuna ilişkin olduğu, davalının faiz türü talebine rağmen taraflar arasındaki hukuki ilişki bankacılık mevzuatı değil, iş sözleşmesine dayandığından, sözleşmeye aykırılıktan doğan maddi tazminat niteliğindeki bakiye 10.258,24 TL alacak için dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun kapsamında yasal faiz söz konusu olabileceği belirtilerek davacının haklı görülmesi halinde 10.258.24 TL ana parayı dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/1 maddesi kapsamında yasal faizi ile talep hakkı olabileceğine ilişkin görüş ve kanaat bildirildiği, bu bağlamda; ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/267 Esas 2007/263 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile davalı hakkında toplam 41.078,97 TL"yi zimmetine geçirmek suretiyle işlemiş olduğu zimmet suçundan dolayı ve soruşturma başlamadan önce uğranılan zararın tamamen tanzim edilmesi sebebiyle neticeten 2 yıl 1 ay hapis ve 155 TL adli para cezası verildiği, işbu davanın davalının ceza yargılamasına konu edilen zimmetine geçirdiği paralar nedeniyle meydana gelen 43.589,17 TL banka zararının dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı avans faizi oranı uygulanarak %5 B.S.M.V ile tahsiline ilişkin olduğu, davalının ceza soruşturması başlamadan önce zimmet suçu teşkil eden eylemleri nedeniyle uğranılan zararı tanzim ettiği, bu nedenle cezasında indirime gidildiği, bu durum itibariyle, davalının yapmış olduğu ödemelerin zimmet suçu teşkil eden eylemleri sonucu doğan zararın bir karşılığı olduğu, davacı banka tarafından yapılan bu ödemelerin usulsüz kredi kullandırma işleminin karşılığı olarak kabulünün ve nitelendirilmesinin hukuka ve mevzuata uygun olmadığı, dosya kapsamında yer alan ayrıntılı ve gerekçeli 27.10.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporundaki tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olduğu, maddi duruma, kanıt yükü kıstaslarına ve hakkaniyet ilkesine uygun düştüğü, bilirkişi raporundaki hesaplamaların objektif kriterlere dayandığı ve gerçek zararın karşılığı olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişki iş sözleşmesine dayandığından, dava konusu alacak miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulüyle 10.258,24 TL ana paranın dava tarihi olan 11.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine şekilde hüküm kurulduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı Banka vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 11/05/2012 yerine 17/12/2014 şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin ... Esas sayılı bozma ilamında esas alınacağı belirtilen 30/04/2008 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından ödendiği belirtilen 14027 TL’nın mahsup edilip edilmediği, bu 14027 TL’nın davalı işçinin ödediği ve mahsup edilen 44141,50 TL içinde olup olmadığı gerek hükme esas, gerek dosyadaki sair bilirkişi raporlarından anlaşılamamaktadır.
Bu husus, denetime elverişli şekilde yeni bir bilirkiş raporu alınarak ortaya konmalı, Dairemizin ... Esas sayılı bozma ilamı kapsamında mahsup hususu ele alınmalıdır.
4-Davalının yaptığı ödemelerin, ödeme tarihleri ile davacı banka tarafından soruşturma raporu tamamlandıktan sonra emanet hesaptan alınarak ödeme tarihi olarak kabul edilen tarihe kadar faizlerinin hesaplanarak davalının borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği, yeniden bilirkişi raporu alınarak denetime elverişli gerekçe ortaya konmalıdır.
5-Davalı işçi lehine vekalet ücreti bakımından,... Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında, Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında davalının avukat vekil ile temsil edildiği anlaşılmakta ise de eldeki dosyada davalı vekili olarak vekaletname veren bir avukat bulunmamaktadır. Eldeki dosyada davayı her aşamada davalı asıl kendisi takip etmiştir. Bu duruma göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 07/02/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.