10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/465 Karar No: 2015/5917 Karar Tarihi: 30.03.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/465 Esas 2015/5917 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/465 E. , 2015/5917 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ve davalı......... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi........tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum avukatının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davalı ......... avukatının temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesi gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında, geçmişe etkili şekilde yürürlüğüne olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26/ 2. maddesidir. Zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden; üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu olmayıp 506 sayılı Kanununu 26/2 maddesi ile Borçlar Kanununa yollamada bulunulduğundan, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen bir ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulaması gerekir. 2918 sayılı Kanunun 109/1 maddesine göre motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerde ise iki ve her halde kaza gününden başlayarak on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinde tereddüt yoktur. Dava konusu somut olayda; kazaya sebep olan 3. kişi konumunda olan davalı yönünden; trafik kazası 20.05.1998 tarihinde meydana gelmiş olup, ilk peşin sermaye değerli gelirin onay tarihi 23.10.2010 , dava tarihi ise 09.03.2011" dir. Kurumun açtığı rücu davasında davalı, ölen sigortalının işvereni değildir. Dolayısıyla, kusurlu bulunan davalı 506 sayılı Kanunun 26/2. maddesi kapsamında 3’üncü kişi durumundadır. 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde açılan davanın, olayın trafik kazası niteliğinde olması da gözetildiğinde Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre, her halükarda kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde açılması gerekmekte olup, kaza tarihinin 20.05.1998 tarihi olduğu ve davalı avukatı tarafından yöntemince zamanaşımı def’inde bulunulduğu gözetilerek, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 30.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.