16. Hukuk Dairesi 2014/4290 E. , 2014/5973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2010/553-2013/723
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı K.. Ç.., D. Köyü çalışma alanında bulunan ve 1965 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında imar-ihya, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterilen 440,64 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz bölümü, 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık arazi olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı taraf, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece; hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmadan karar verilmiş olup, yapılan uygulama ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Öte yandan tek kişiden ibaret olan ziraatçı bilirkişi raporunda, taşınmazın zemininin “kayalık olduğu”, üzerinde 30-40 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu belirtildiği, ekli fotoğraflardan ise taşınmazın sınırlarının gösterilmediği ve taşınmazın taşlı bir görünüme sahip olduğu belirtmiştir. Çekişmeli taşınmazın ziraatçı bilirkişi tarafından ifade edilen niteliğine göre imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü de kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1985, 1990 ve 1995 yılları) dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları ile birlikte taşınmazın niteliği değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi, kayalık olup olmadığı ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, 6360 sayılı Kanun uyarınca Muğla İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Milas Belediye Başkanlığı da davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.