Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2295
Karar No: 2018/1846
Karar Tarihi: 08.05.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/2295 Esas 2018/1846 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2017/2295 E.  ,  2018/1846 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı yüklenici, taraflar arasında ... Otel/Villa yüzme havuzlarının ve teras tadilatlarının ince inşaat işlerinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi bulunduğunu, bu işlerin yanında sözleşme dışı işler de yapıldığını, bu işlere ilişkin düzenlemiş olduğu faturanın davalıya tebliğ edilmesine karşın iş bedelinin ödenmediğini ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/3339 Esas sayılı dosyasında ilâmsız takip yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, İcra İflas Kanunu 67. maddeye dayalı olarak itirazın iptâline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı icra takibine konu borca kısmen itiraz ettiklerini, işin eksik ve ayıplı yapıldığını, bu konuda tespit de yaptırdıklarını belirterek davanın reddini savunmuş ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile 68.912,40 TL üzerinden itirazın iptâline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, varsa yapılmış ödemelerin icra takibinde dikkate alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
    Taleple bağlılık ilkesinin düzenlendiği 26. maddeye göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK 26/1). Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır (HMK 26/2).
    HUMK döneminde verilen 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usuli kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usuli kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usuli kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usuli kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir.
    Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
    HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur."
    Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması; yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine
    ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırı olacaktır.
    6100 sayılı HMK hükümlerine göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (281/3). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK 282/1).
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde: Dairemizin 11.06.2015 günlü 2014/5082 Esas, 2015/3275 karar sayılı bozma kararında mahkemece, dosya kapsamındaki mevcut deliller ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/94 D. iş. sayılı tespit dosyasındaki bulgular da dikkate alınarak konusunda uzman yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alınacak gerekçeli ve denetime elverişli raporla sözleşme kapsamındaki işlerden davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtların nelerden ibaret olduğu, eksik ve kusurlu imalâtlar da dikkate alınarak gerçekleştirilen bu imalâtların üstlenilen işin tamamına göre fiziki oranının ne olduğu tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanmak suretiyle sözleşme kapsamındaki işlerden hak edilen bedelin, sözleşme dışı yapılan imalâtların da yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli hesaplattırılıp bu şekilde bulunacak sözleşme içi iş ve fazla imalât bedelleri toplamından kanıtlanan 15.000,00 TL ödeme düşüldükten sonra, icra takibinde itiraza uğramayarak kesinleşen miktar da gözetilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden söz edilmiş ve bu bozma kararına mahkemece uyularak bilirkişi raporu alınmış ise de alınan bilirkişi raporu bozma ilamında açıklanan yönteme uygun olarak hazırlanmamıştır. Oysa ki usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunlu olduğu halde buna uyulmaksızın bozma kararına uygun incelemeyi içermeyen raporun esas alındığından söz edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Mahkeme kararının gerekçesinde, bozma doğrultusunda eksikliklerin mümkün olduğunca karşılandığı, alınan raporun işin üzerinden uzunca bir zaman geçmesi ve tespit raporuna dayanmak durumunda olması nedeniyle hüküm kurmaya elverişli olduğu belirtilmiş, hükmün gerekçesinde atıf yapılan bilirkişi raporunda davacı şirketin alacağının 84.710,00 TL olduğu, bunun da takipte itiraz edilmeyen miktar olduğu, davada istenen 68.643,10 TL yönünden davacı talebinin yerinde olmadığı açıklanmış olmasına rağmen; bilirkişi raporundaki hesaplamaların aksine olmak üzere 68.912,40 TL üzerinden itirazın
    iptâline şeklinde, gerekçeye dayanak yapılan bilirkişi raporunun aksi yönde karar verilmek suretiyle hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmış olması, ayrıca hükmedilen miktara nasıl ulaşıldığını açıklar nitelikte bir gerekçeye yer verilmemiş olması da HMK 297. maddeye aykırılık oluşturan diğer bir bozma nedenidir.
    Dava dilekçesinde dava değeri 153.353,10 TL gösterilmiş olmasına rağmen davacı 22.12.2011 tarihli dilekçesiyle bunun sehven gösterildiğini, icra takibinde 84.710,00 TL"lik bölüme itiraz edilmediğini ve davadaki taleplerinin 68.643,10 TL üzerinden olduğunu bildirmiş olmasına rağmen talep aşılmak suretiyle 68.912,40 TL üzerinden itirazın iptâline karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, uyulan bozma kararına uygun biçimde inceleme ve hesaplama içeren rapor alınması gerektiği üzerinde durulmalı, bozmaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle bu eksiklik giderilmeli, hüküm kurulurken HMK 297. maddeye uygun biçimde gerekli unsurları içeren hüküm kurulmalı, hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmamalı, taleple bağlılık kuralı gözetilip talep aşılmamak suretiyle ve uyulan önceki bozma kararı da gözetilmek suretiyle hüküm kurulmaldır.
    Belirtilen nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi