Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/16536 Esas 2015/5906 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16536
Karar No: 2015/5906
Karar Tarihi: 30.03.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/16536 Esas 2015/5906 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/16536 E.  ,  2015/5906 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi İş Mahkemesi


    Dava, 5510 sayılı Yasanın 81"inci maddesinin (I) bendi kapsamında yaralandırılması gerekirken davalı Kurumca yararlandırılmaması sonucunda fazladan ödenen primlerin aidesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne, 47.817,81 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı......"ndan alınarak davacıya verilmesine, bakiye alacak yönünden davacı tarafa ek dava açması konusunda muhtariyet verilmesine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi......tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı avukatının tüm, davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “kısmi dava” başlıklı 109’uncu maddesindeki, (1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
    (2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.
    (3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.” hükümleri nazara alınarak alacağın baştan tespit edilmesi yine objektif olarak tespiti mümkün hallerde kısmi davanın açılmasının mümkün olmadığı belirtilmiş olmakla, alacağın miktarının açıkça belirli olduğu, taraflarca kolayca belirlenebilir olduğu durumda ne kısmi dava ne de belirsiz alacak veya tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan bahsedilemez.
    Somut olayda; davacı kurumca yasa kapsamındaki teşvikten faydalandırılmayan tutarın objektif olarak belirlenebilir olmasına ve 51.047,38 TL alacağın basit bir hesapla bulunabilmesine rağmen, davacı avukatının dava dilekçesinde talebini sınırladığı ve alacağını belirlediği, sonuç olarak, 47.817,81 TL"nin iadesi istenilmiş olduğuna göre, belirli alacak davası yönünden, artık ek dava ile kalan kısmın istenemeyeceği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün birinci fıkrasında yer alan "bakiye alacak yönünden davacı tarafa ek dava açması konusunda muhtariyet verilmesine," ibarelerinin hükümde çıkartılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.