3. Hukuk Dairesi 2015/7052 E. , 2016/3990 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının, acil tıp teknisyeni olarak çalışmakta iken, kesinleşen 4 yıl 2 ay hapis cezasını çekmek üzere 01/06/2012 tarihinde ceza ve infaz kurumuna konulduğu halde, kendisine 01/06/2012 - 14/09/2012 tarihleri arasında 6.881,33TL maaş ödenmeye devam edildiği; ayrıca, davalının, "Geçerli rıza olmaksızın kişiden organ almak" suçundan mahkum olması nedeniyle 647 sayılı Kanunun 48.maddesinin 5.fıkrası yollaması ile aynı kanunun 98.maddesi gereğince, 24/01/2012 tarihinden itibaren devlet memurluğunun sona erdiği; bu nedenle, 24/01/2012 - 01/06/2012 tarihleri arasında kendisine ödenen 8.411,82 TL maaşın iadesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya yersiz ve fazla ödenen 15.293,15 TL"nin ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece; davalının devlet memurluğunun 647 sayılı Kanunun 48.maddesinin 5.fıkrası yollaması ile aynı Kanunun 98.maddesi gereğince 24/01/2012 tarihinde sona erdiği, buna rağmen davalıya 14/09/2012 tarihine kadar maaş ödenmeye devam edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davalı Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 07.10.2009 tarih, 2007/243 Esas 2009/238 Karar sayılı ilamı ile geçerli rıza olmaksızın organ nakli suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edildiği, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü" ne 01.06.2012 tarihinde alındığı, koşullu salıverilme tarihinin 10.03.2015, bihakkın tahliye tarihinin ise 30.07.2016 olduğu; bu davanın ise, 02.07.2013 tarihinde açıldığı, bu dava nedeniyle davalıya yapılan tebligatların ise davalının mernis sisteminde kayıtlı ev adresine Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.
TMK" nın 407.maddesi "Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür." şeklinde düzenlenmiştir.
O halde, mahkemece; davalının, 4 yıl 2 ay hürriyeti ceza aldığı ve TMK 407. md uyarınca kendisine vasi tayini gerektiği hususu değerlendirilerek; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.