5. Hukuk Dairesi 2020/10860 E. , 2021/6457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazı yol olara terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazı yol olara terkinin istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de; alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir.
Dairemizin bozma ilamında, taraflardan dava konusu taşınmaza emsal olabilecek emsal satışları bildirmeleri veya resen emsal celp edilerek yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden bahisle bozma yapıldığı halde, belirtilen yönteme uyulmadan dava konusu taşınmazın bozma öncesi belirlenen metrekare birim fiyatına %12,50 oranında Düzenleme Ortaklık Payı eklenmek suretiyle değer biçilmesi doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmazın kök parseli olan 28 parselden yapılan yol kesintisinin dayanak belgeleri istenmeden, sadece dava konusu taşınmazdan kesilen düzenleme ortaklık payı oranında ekleme yapılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması ve dosya içinde dava konusu taşınmazı kök parseli bitişiği 7492 parsel sayılı taşınmaza 2009 yılının mart ayında imar parseli olarak 1500TL/m² fiyatının Dairemiz denetiminden de geçtiği gözetildiğinde hükme esas alınan rapor inandırıcı bulunmmıştır.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Davanın niteliği gereği maktu harca hükmedilmesi gerekirken nispi harca hükmedilmesi,
3)Kamulaştırma Kanunun 29.maddesi gereği yargılama giderlerinin davacı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
4)Davalı kendisi vekille temsil ettirdiği halde, davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
5)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi"nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
6)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 07.12.2013 tarihinden, bozma öncesi belirlenen bedele ilk karar tarihi, bozma sonrası belirlenen bedele son karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.