Esas No: 2019/1405
Karar No: 2021/1289
Karar Tarihi: 20.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1405 Esas 2021/1289 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali ve Tasarım Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/06/2019 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; davalının "..." tasarım başvurusuna yaptıkları itirazın ... tarafından reddedildiğini, oysa davaya konu tasarımın askeri sırt çantası olup kamu düzenine aykırı bulunduğunu,, dava konusu tasarımın teknik özelliklere uygun şekilde üretilme zorunluluğunun bulunduğunu, savunma alanında kullanılan ürünlerin ... vb. kurumlarca belirlenen teknik şartları taşımak zorunda olduğunu, özellik arz eden bazı ürünler bakımından ürünün teknik olarak seçenek özgürlüğü sunmasına rağmen herhangi bir kamu kurumu tarafından ancak belli standartlara uyularak tasarlanacağı şartının da getirilebileceğini, böyle bir durumda belirlenen standartlar gereği tasarımın ancak belli bir şekilde yapılması gerektiğinin anlatıldığı teknik şartnamelere uygun olması zorunluluğunun bulunduğunu, tasarımın ürünün fonksiyonu bakımından olmazsa olmaz nitelik taşıması durumunda hukuken korunmadığını, dava konusu tasarımın kullanıldığı askeri ürünlerin teknik olarak zorunlu niteliklerine uygun tasarlanmış olmaları ve ürünlerin nitelik itibariyle kamu düzeni ve güvenliğiyle ilgili olmasından dolayı SMK bakımından tasarım olarak korunmasının mümkün olmayacağını, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz bulunmadığını, tasarımda kullanılan desenin uzun yıllardır bilinen kamuflaj deseni ile birebir aynı olduğunu ve herhangi bir üründe kullanılmasının tasarımsal bir farklılık yaratmadığını, davalının dava konusu tasarımı başvuru tarihi olan 27.07.2017 tarihinden önce kendisine ait internet sitesinde kullandığını, davalı tarafın daha önce de ... sayılı tasarım başvurusunda bulunduğunu, o başvuruyada tasarım konusu desenin yeni olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiklerini, davalının şimdi de bahsi geçen desenden meydana gelen dava konusu anonim ... tasarımını tescil ettirmek istediğini, davaya konu ürünüler ile müvekkiline ait ürünler arasında herhangi bir farklılık bulunmadığını, müvekkiline ait ürünlerin 2015 yılından beri kullanıldığını, davalının müvekkili ile aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, uzun yıllardan beri üretilerek piyasaya arz edilen ve dolayısıyla da harc-ı alem niteliğine gelen ürünlerin tescil başvurusunda bulunulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ,,,, sayılı ... kararının iptalini ve,,,,,,, numaralı ... tasarımının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunu, davacının dayanak yaptığı tasarımlar ile dava konusu tasarım arasında benzerlik bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının .....hükümsüzlük davasında işbu davaya konu tasarımında hükümsüzlüğünün istediğini, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkilinin sürekli yeni ürünler tasarladığını ve piyasaya sunduğunu, müvekkilinin ürünlerinin talep görmesi ve piyasada taklitlerinin çoğalması nedeniyle yeni tasarladığı ürünlerine tasarım belgesi almaya karar verdiğini ve davacı aleyhine ....D.İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın işyerinde müvekkilinin son tasarım ürünlerinin tespit edilmesinden sonra davacının kötü niyetli olarak müvekkilinin tüm tescil başvuruları ve bütün tasarımları aleyhine hükümsüzlük davası açtığını, davacı tarafın beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, müvekkilinin bütün tasarımlarının kendisine ait olduğunu ve her bir tasarımın gerek kendisine ait diğer tasarımlardan gerek mevcut ürünlerden farklılıkları ve yeni özellikleri bulunduğunu, davacının müvekkilinin ürünlerini kopyalayarak tescil başvuruları yaptığını, davacının sunduğu delillerin müvekkilinin ürününün yenilik unsurunu ortadan kaldırmadığını, müvekkilinin davaya konu tasarım başvurusunun 27.07.2017 tarihinde yapıldığını, davacının dava dilekçesinin 7-8 ve 9 uncu sayfasında yer alan çantaların yayın tarihinin 07.10.2016 ve sonrası olduğunu, tasarım başvurusunun çantanın yayınlandığı tarihten 9 ay sonra yapıldığını, SMK m. 57/2 uyarınca yenilik kriterinin ortadan kalkmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu tasarımın ... tasarımı olduğu, tasarımın kamu düzeni veya genel ahlâka aykırılığı bakımından somut bir delil sunulmadığı, zira kamu düzeni ve genel ahlâka aykırılığın toplum yapısına ve içinde bulunulan zamana göre değişkenlik gösterdiğini, davacının iddiaları kapsamında dava konusu tasarımda kamuflaj deseninden kaynaklı olarak kamu düzenine veya genel ahlâka aykırılığa dayanıldığı ancak dava konusu tasarımın bir ... tasarımı olmaması ve kamuflaj deseninin çok çeşitli olması ve gerek dünyada gerekse ülkemizde uzun yıllardır askeri savunma alanının dışında günlük yaşamdaki giyim ürünleri kapsamında da kullanıldığı ve hatta zaman zaman da moda olduğunun bilindiği, bu nedenle somut uyuşmazlık kapsamında SMK m. 58/4-a kapsamında koruma dışında kalan bir durumun bulunmadığı, davalı tarafına dava konusu tasarım başvuru tarihinden geriye doğru 12 ay içinde gerçekleştirilen kullanımların dava konusu tasarımın yeniliğini etkilemeyeceği, davacı tarafça sunulan deliller karşısında dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu tasarımların daha önce kamuya sunulduğundan yeni olmadığını, tasarımın hükümsüzlüğü talepli davalarda yenilik unsurunun, kamu düzeninden olması nedeniyle mahkemece re'sen araştırılması gerektiğini, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda dava konusu tasarımın yenilik unsurunun yeterince incelenmediğini,dava konusu tasarımlar askeri teçhizat ürünleri olduğundan bu konuda uzman Savunma ve Havacılık İmalatçıları Derneğine mensup bir uzman ve tasarım uzmanından oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edildiği halde mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetinde belirtilen konularda uzman bilirkişlerin yer almadığını, bilirkişilerin sadece dosyaya sunulan delillerle sınırlı inceleme yapmasının yerinde olmadığını, resen araştırma yapmaları gerektiğini, dava konusu tasarım askeri çırt çantası olup günlük kullanıma uygun herkes tarafından kullanılan herhangi bir ... olmadığını, olması gereken teknik özelliklere uygun şekilde üretilme zorunluluğu bulunduğunu, savunma gibi kamu düzeni ve güvenliğini ilgilendiren alanlarda tasarım tescili suretiyle tekelleşmenin önünün açılmasının ileride telafisi zor zararlara neden olacağını, bu nedenle doğrudan kamu düzeni ve güvenliği ile ilgili ürünlerin tasarım olarak tescillenmesinin kanunun lafzına açıkca aykırı bulunduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu yönündeki tespitlerin yerinde olmadığını, dava konusu tasarımın harcı alem olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, ... kararının iptali ve endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığından Dairemizce, HMK'nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiş ve dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı hususunda ek bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir.
Tasarım, 6769 sayılı SMK'nın 55. maddesinde tanımlanmış olup aynı Yasa'nın 56. maddesinde, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların anılan Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı düzenlenmiş, aynı maddenin 4. bendinde de yenilik unsuru tanımlanmış ve bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarımın yeni kabul edileceği, sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımların aynı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü üzere anılan hüküm ile tasarımlar yönünden mutlak yenilik kriteri kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24.04.2017 tarih, ,,,, Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı resen gözetilmelidir. Bu nedenle dava konusu olan bir tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıyıp taşımadığı, davaya konu tasarım tescil belgesindeki ürün tasarımı ile söz konusu ürünün piyasada mevcut, bilinen tasarımlarla arasında belirgin bir farklılığın bulunup bulunmadığı, davaya konu tasarımın yeni mi, yoksa harcı alem bir tasarım mı olup olmadığı hususlarında tasarımın ilgili olduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, başvuru konusu tasarımların teknik zorunlulukları ile tasarımcının seçenek özgürlüğü değerlendirilmiş, davacının itirazına mesnet ürünler ile dava konusu tasarım karşılaştırılmış ve dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdıkları yönünde kanaat bildirilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere dosyada mevcut bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadıkları yönünde bir değerlendirme bulunmadığından bu hususta Dairemizce, ilk derece mahkemesince görüşüne başvurulan bilirkişi heyetinden ek bilirkişi raporu alınmıştır. Dosyaya sunulan 22/09/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda, yapılan araştırmalar sonucunda dava konusu tasarımlara ayniyet derecesinde veya belirgin bir biçimde benzer herhangi bir tasarıma rastlanmadığı, dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterini de haiz olduğu açıklanmış olup, Dairemizce dosyaya sunulan ek rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmüştür.
Davacının diğer bir istinaf itirazı da dava konusu tasarımın kamu düzenine aykırı olup 6769 sayılı SMK'nın 58/4-a maddesi uyarınca koruma kapsamı dışında kaldığına ilişkindir. Dava dilekçesi içeriğinden davacının bu iddiasını, dava konusu tasarım üzerinde kamuflaj deseninin kullanılmasına ve bu nedenle tasarımın askeri sırt çantası olduğuna dayandırdığı anlaşılmaktadır. Ancak dava konusu tasarımın, "askeri sırt çantası" veya "..." tasarımı olmayıp "..." "tasarımına ilişkin olması karşısında ilk derece mahkemesinin somut uyuşmazlık bakımından SMK'nın 58/4-a maddesi kapsamında koruma dışında kalan bir durum olmadığı kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı tarafın bu yöndeki istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı bendinde, aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Mülga 1086 sayılı HUMK'da derdestlik bir ilk itiraz iken 6100 sayılı Kanun ile derdestlik, dava şartı olarak kabul edilmiştir. HMK'nın 115/1. maddesinde de, dava şartlarının mahkemece davanın her aşamasında resen dikkate alınacağı, müteakip bentte ise dava şartı noksanlığının bulunması halinde davanın usulden reddedileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda da davacı taraf işbu davada ... kararının iptali istemi ile birlikte dava konusu .... numaralı ... tasarımın hükümsüzlüğünü de talep etmiş, davalı ... ... vekili ise davacı tarafça İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin .... esas sayılı dava dosyasında da işbu davaya konu....numaralı tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle dava açıldığını savunarak derdestlik itirazında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkere cevabından da işbu dava dosyasında da davacı şirket tarafından davalı ... aleyhine işbu davaya konu...... tasarımının da yer aldığı tasarımların hükümsüzlüğü istemiyle 29/12/2017 tarihinde anılan mahkemenin ... esasında kayıtlı davanın açıldığı ve müzekkere cevabı tarihi itibariyle davanın derdest olduğu anlaşılmış olup iş bu davanın 05/05/2018 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, tasarımın hükümsüzlüğü yönünden açılan davanın, aynı taraflar arasında aynı konuda daha önce açılmış ve halen görülmekte olan bir dava bulunduğundan , derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde davaya konu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı, ... kararının iptali koşullarının oluşmadığı, davadaki tasarımın hükümsüzlüğü talebi yönünden de daha önce açılmış derdest bir davanın bulunduğu anlaşıldığından , davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizce duruşma açılarak inceleme yapıldığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ... kararının iptali yönünden açılan davanın reddine, tasarımın hükümsüzlüğü yönünden açılan davasının ise derdestlik nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ve davadaki tasarım hükümsüzlüğü istemi yönünden davanın red sebebi gözetilerek AAÜT'nin 3. maddesi uyarınca davalı ... ... yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.06.2019 gün ve ... karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-...... ... kararının iptali istemli yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-.... sayılı tasarımın hükümsüzlüğü yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle HMK'nın 114/1-ı ve HMK'nın 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 5.900,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Tasarımın hükümsüzlüğü istemi yönünden davalı ... ... kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 5.900,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı ... ... tarafından istinaf aşamasında yapılan 30,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
9-Davalı ... tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
12-Davalılar kendilerini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.080,00.TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 20/10/2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2021
Başkan
...
Üye
...
Üye
...
Katip
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.