14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1049 Karar No: 2013/3093 Karar Tarihi: 05.03.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1049 Esas 2013/3093 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/1049 E. , 2013/3093 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 29.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, murisinin 1 parsel sayılı taşınmazın tapu sicilinde “... kızı, ... ” şeklindeki kimlik bilgilerinin “... kızı, ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, davacı murisine ait taşınmazın tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın 08.04.1966 tarihinde zilyetlik nedenine dayalı olarak tapulama tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırma sonucunda davacının murisi dışında kaydı gönderilen “... ve ... kızı, 1920 doğumlu ve evlenmekle ... soyadını kazanan ...’ın” kadastro tespiti öncesinde 1963 yılında öldüğü belirlenmiştir. Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada kayıt maliki “... kızı ...” ile davacının murisi “... kızı, ...’nun” aynı kişi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, mahallinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıkları davacı murisinin taşınmazın maliki olduğunu söylemişlerdir. Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırmalar ile tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.