3. Hukuk Dairesi 2016/569 E. , 2016/3981 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2015
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; davalının müvekkilinin babası olduğunu, annesi ile boşandıklarını, davacının 18 yaşını geçtiğini ancak öğrenci olduğunu, özel Alman Lisesinde okuduğunu, aylık aidatının 3.650TL olduğunu, üniversite giriş sınavına hazırlandığını, beyan ederek dava tarihinden itibaren 5.000TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile aylık 5.000TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından; henüz cevap süresi dolmadan karar verildiği böylece savunma hakkının kısıtlandığından bahisle temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nun 316/1-ç maddesine göre; her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler, basit yargılama usulüne tabidir.
HMK"nun 317. maddesine göre ise; basit yargılama usulünde de, dava açılması ve davaya cevap verilmesi dilekçe ile olur ve cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.
Somut olayda; dava dilekçesi davalıya 06.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, henüz cevap süresi için gerekli iki hafta dolmadan 08.10.2015 tarihinde mahkemece hüküm kurulmuştur.
Bu noktada HMK"nun 27.maddesinde hüküm altına alınan ""Hukuki Dinlenilme Hakkı""ndan bahsedilmesinde fayda vardır. Anılan yasanın 27.maddesine göre; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
""Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir.
Bu hakkın ikinci unsuru, açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar, yargılamayla, ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum “silahların eşitliği ilkesi” olarak da ifade edilmektedir."" (6100 sayılı Yasanın 27.mad. Hükumet Gerekçesi)
Her ne kadar HMK"nun 320. maddesinde; mahkemece, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlenmiş ise de bu hüküm Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile HMK"nun 27.maddesinde düzenlenmiş olan hukuki dinlenilme hakkını bertaraf edemez.
O halde mahkemece; davalıya usulüne uygun bir şekilde savunma hakkı tanınarak yargılamaya devam edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalıya savunma kendisini savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.