12. Ceza Dairesi 2012/27088 E. , 2014/14717 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 765 sayılı TCK"nın 455/1, 59/2, 2918 sayılı Kanun"un 118/5. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dairemizce verilen 11.10.2011 gün ve 2011/1521 esas, 2011/2732 sayılı karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanığın; hüküm tarihinden sonra yapılan yasal değişiklikle kapsamı genişletilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinden faydalanmak amacıyla sunduğu delillere dair değerlendirme ve takdir yetkisi yerel mahkemeye ait olduğu halde, temyiz mahkemesinin yasa değişikliğinden önceki delilleri esas alarak mağdurun zararının giderilmemiş olduğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşmadığına hükmetmesi, yerindelik denetimi niteliğinde olup yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, sanığın mahkumiyetine dair kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiş olmasında isabet görülmediği gerekçesiyle itiraz edilmekle, 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarih, 2011/6-94 esas, 2011/133 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK"da olağanüstü bir yasa yolu olarak düzenlenmiş olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı üzerine yapılan incelemede, Özel Daire onama kararı ile itiraz hakkında verilecek karar tarihi arasında geçen sürenin dava zamanaşımının hesaplanmasında göz önünde bulundurulmaması gerektiği kabul edilerek yapılan incelemede:
İncelenen dosyada, 20.03.2005 tarihinde meydana gelen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında, tam (8/8 oranında) kusurlu olduğu kabul edilen kayden sabıkasız sanığın, taksirle öldürme suçundan dolayı 765 sayılı TCK"nın 455/1, 59/2. maddeleri gereğince neticeten 1 yıl 8 ay hapis ve 407 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 2918 sayılı Kanun"un 118/5. maddesi gereğince sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına dair İstanbul Anadolu 24. (Üsküdar 4.) Asliye Ceza Mahkemesinin 07.12.2007 tarih, 2005/293 esas, 2007/723 sayılı kararının sanık müdafiince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.10.2011 gün ve 2011/1521 esas, 2011/2732 sayılı kararı ile “Dosya kapsamına göre katılanların zararının giderilmediği anlaşıldığından, tebliğnamedeki (3) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmediği” belirtilerek yapılan inceleme sonunda, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yerel mahkeme hüküm tarihi olan 07.12.2007 tarihinde 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesiyle yapılan değişikliğin henüz yürürlüğe girmemiş olması nedeniyle kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle Özel Daire onama kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmiş ise de, sanık müdafiince sunulan temyiz dilekçesindeki, “Bu somut olaydan sonra, suçtan zarar gören tarafın, yani katılanların, Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/107 Esasında kayıtlı olarak açmış oldukları ölümden dolayı maddi ve manevi tazminat istemine yönelik çok yüksek miktardaki bedelleri talep etmiş olmaları” şeklindeki açıklamaya, duruşma tutanaklarına, dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelere göre, sanığın yerel mahkemece hüküm verilinceye kadar zararı ödeme yönünde bir irade ortaya koymadığı ve herhangi bir savunmada bulunmadığı gibi, gerek ceza davasında, gerek hukuk davasında, temyiz aşaması sonuçlanıncaya kadar, zararı karşılamaya yönelik herhangi bir girişimde de bulunmadığı, kaldı ki, katılanların zararı, taraflar arasındaki tazminat davasına ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından, icra yoluyla ödenmiş olsa bile, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması” gerektiği, 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesiyle yapılan değişiklikle, CMK"nın 231. maddesinin uygulanma şartları genişletilmekle birlikte bu sübjektif şart açısından bir değişikliğin yapılmadığı nazara alındığında, sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate sahip olmadığını açıklayarak tecil hükümlerinin uygulanmamasına karar veren yerel mahkemece, aynı hususun tekrar değerlendirilmesinin, bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı, gelinen aşama itibariyle açıkça anlaşıldığından, Özel Dairece hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ulaşılan bu sonuca göre, 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen (2) ve (3). fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusu değerlendirilip, önceki kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı, konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının daha uygun olacağı anlaşıldığından, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.