6. Hukuk Dairesi 2021/159 E. , 2021/1420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de, bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; kapatılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/5330 Esas, 2019/2985 Karar sayılı bozma ilâmında; “öncelikle talimat yolu ile inceleme yapan bilirkişi kurulunun 06.02.2015 tarihli ön raporunun sonuç kısmı “a” bendinde, iş sahibi Bakanlık ile yüklenici ortak girişim arasında iş ile ilgili düzenlenen tüm ara hakedişlerin, yeşil defterlerin ataşmanların ve metraj cetvellerinin getirildikten sonra hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan sözleşme dışı iş ve imalâtların davalı yararına olup olmadığı, %130"u aşan fazla imalâtların nelerden ibaret olduğu, yapıldığı yıl piyasa rayiçleriyle KDV ve yüklenici kârı mahalli piyasa fiyatları içerisinde olduğundan ayrıca eklenmeksizin, rapor alınıp oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi” gerekçesi ile ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; %130’u aşan sözleşme dışı işler kalem kalem belirlenmemiş, her bir kalemin hangi yıl yapıldığı tespit edilmemiş ve açıkça tespit edilemeyeceği, hesaplamanın hakedişlerde yer alan kümülatif iş tutarlarının esas alınarak yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca KDV hariç olmak üzere hesaplama yapılmış ve sözleşme dışı işlerin faydalı olup olmadığı da tartışılmamıştır. Bu durumda hükme esas alınan raporun bozma ilamına uygun olarak düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, bozmaya uyulmasına rağmen bozma ilamına uygun şekilde araştırma yapılmadan ve usuli kazanılmış hakka aykırı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK"nın 281. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman yeni teknik bilirkişi kurulu oluşturularak sözleşme dışı iş ve imalâtların davalı yararına olup olmadığı, %130"u aşan fazla imalâtların nelerden ibaret olduğu ve yapıldığı yıl piyasa rayiçleriyle (KDV ve yüklenici karı mahalli piyasa fiyatları içerisinde olduğundan ayrıca eklenmeksizin ve çıkarılmaksızın) bedelinin tespit edilmesine yönelik rapor alınıp, oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile usuli hakka aykırı olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 11.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.