16. Hukuk Dairesi 2017/5219 E. , 2020/4868 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., .... Köyü kadastro çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği tapulama harici taşınmazların imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında dava konusu edilen ve dava dilekçesi ekindeki krokide 4 numarası ile gösterilen taşınmaz hakkındaki davasından vazgeçmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının kısmen kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 20.09.2013 tarihli rapor ve eki krokilerinde 11 numara ile gösterilen taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 2.966,31 metrekare yüzölçümlü kısım, raporda 10 numara ile gösterilen taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 6.537,54 metrekare yüzölçümlü kısım ile raporda 18 numara ile gösterilen 7.965,11 metrekare yüzölçümlü kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dava dilekçesi ekindeki krokide 4 numara ile gösterilen taşınmaz yönünden vazgeçme nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmaz bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar-ihya hukuki nedenlerine dayalı olarak TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 20/09/2013 tarihli rapor ve eki krokilerinde 11 numara ile gösterilen taşınmazda B harfi ile gösterilen 2966,31 metrekare yüzölçümlü bölüm, raporda 10 numara ile gösterilen taşınmazda B harfi ile gösterilen 6537,54 metrekare yüzölçümlü bölüm ile raporda 18 numara ile gösterilen 7965,11 metrekare yüzölçümlü bölüm yönünden davacı lehine Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Tescili istenen taşınmaz bölümleri hakkında kadastro sonrası tapu kaydı oluşup oluşmadığı sorulmamış, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğrafları olduğuna göre, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken, tek hava fotoğrafı üzerinde konunun uzmanı sayılmayan jeoloji mühendisi tarafından inceleme yapılmış, komşu parsellerin tutanak ve varsa dayanağını oluşturan belgeler getirtilmemiş ve ziraat mühendisi bilirkişinin hüküm vermeye yeterli ve elverişli bulunmayan raporuna dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin tapuda kayıtlı bulunan yerlerden olup olmadığı çifte tapunun oluşumunun önlenmesi için Tapu Müdürlüğü’nden sorulmalı; dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları, komşu taşınmaz tutanak ve varsa dayanakları getirtilerek dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen, 1 jeodezi, 1 jeolog ve fotogrametri uzmanı, 3 ziraat mühendisi ve 1 jeoloji mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz bölümleri üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmaz bölümlerinin sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içeren rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz sınırları kabaca işaretlettirilmeli; jeolog bilirkişisinden, dava konusu taşınmaz bölümlerinin dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını ve taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, iktisap edilebilmeleri için emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı; taşınmaz bölümlerinin öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK"nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerektiği de göz önüne alınmak suretiyle, işin esasına ilişkin karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.