12. Ceza Dairesi 2013/25782 E. , 2014/14713 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : Beraat
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosyada, Cizre Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği tarafından açık kimliği bilinen bir haber elemanının verdiği 17.07.2008 tarihli istihbari bilgilere göre, sanık ..."in, Cizre"de, bir terör eylemi gerçekleştireceği şüphesiyle Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan adli soruşturma kapsamında, kasten öldürmeye teşebbüs ve suç işlemek için örgüt kurma suçlarından, iletişimin denetlenmesi kararı talep edildiği ve Cizre Sulh Ceza Mahkemesinin 18.07.2008 tarih, 2008/459 ve 26.07.2008 tarih, 2008/473 değişik iş sayılı kararlarıyla sanıklar Mehmet ve Hamdi"nin de aralarında bulunduğu bazı kişilerin abonesi olduğu ve/veya kullanımında olan telefonlar yönünden 1 ay süreyle iletişimin denetlenmesine karar verildiği,
Tamamlanan adli soruşturma sonunda, sanıkların, terör eylemi gerçekleştirmek için hareket etmedikleri, sanık ..."nın annesi olan ..."yi 2004 yılında öldürenlerin yerini tespit edip, onları öldürmeyi amaçladıkları; ancak, kasten öldürme eylemlerine ilişkin hareketlerinin hazırlık aşamasında kaldığı, icra hareketlerine geçmedikleri ve adam öldürme ile ilgili herhangi bir suç aletiyle yakalanmadıkları; fakat, bu hazırlık hareketleri esnasında, sanık ..."a ulaştıkları ve sanık ..."ın tespit edilemeyen veri tabanından diğer sanıkların öldürmek istediği kişilerin yurt dışına uçuş bilgilerini sorguladığı, böylece, organize şekilde hareket eden sanıkların, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işledikleri iddiasıyla sanıklar hakkında kamu davaları açıldığı anlaşılmaktadır.
Sanıklara isnat edilen eylemin dayanağını oluşturan 28.07.2008 tarihli iletişim tespit tutanağı incelendiğinde, önce, saat 15.38"de, sanık ..."nin, sanık ..."ı aradığı, 2 dakika 59 saniye süren görüşmede, sanık ..."nin, “Komutanım” diye hitap ettiği sanık ..."tan, ismini bildirdiği 3-4 havayolu firmasında sorgulama yaparak, ... soyadlı bir şahsın yurt dışına çıkış yapıp yapmadığını tespit edip, kendisine bildirmesini talep ettiği, daha sonra, saat 16.33"te, sanık ..."ın, abonesi olduğu GSM hattından, az önce sanık ... ile görüştüğü telefon numarasını aradığı ve “Ben üçüne de baktım bu firmaların.”, “Üçüne de baktım, bilgisayar önümde.”, “Hiç böyle bi isimde çıkış yok.”, “Evet, ... adına öyle bi çıkış yok hiç.”, “Hiç öyle bi çıkış yok, yurt dışına falan.”, “Hiç yok.”, “Bilgisayar önümde.” vb. ibareleri içeren söylemlerde bulunduğu ve 1 dakika 29 saniye sonra görüşmenin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Sanık ..., aşamalarda alınan savunmalarında, sanık ..."nin arkadaşı olduğunu, telefonla kendisini arayarak, yanında bir kadın olduğunu, ona hava atmak amacıyla kendisine “Komutanım” diye hitap edeceğini, bir kaç isim söyleyeceğini, bu isimlerin yurt dışına çıkış yapıp yapmadıklarına dair sorular yönelteceğini ifade edip, kendisinden bu sorulara bilgisayardan bakıyormuş gibi cevaplar vermesini istediğini, daha sonra, sanık ... kendisini aradığında, bu plan doğrultusunda ve şaka saikiyle iddiaya konu görüşmelerdeki sözleri sarf ettiğini, hurdacılık işiyle uğraştığını ve herhangi bir sorgulama yapmadığını beyanla atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
Sanık ..., Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ve duruşmada tekrar ettiği 10.06.2009 tarihli ifadesinde, “... arkadaşımdır,...emekli askerdir...., bize, şu anda ismini hatırlamadığım, ancak, heralde öldürmeyi düşündüğü şahsın yurt dışına çıkıp çıkmadığını soralım, dedi. Bu şekilde telefonda ben konuştum, ayrıca Mehmet de benim telefondan ..."la konuştu. ..., bu görüşmeler neticesinde, bize, tespitli bir bilgi vermedi. Ancak, görüşmelerde, "Bakalım, ederim, yaparım." diyordu.” şeklinde savunmada bulunmuş, aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
Sanık ..., aşamalarda alınan savunmalarında, ..."ı tanımadığını, suçlamayı kabul etmediğini ifade etmiş, sanık ..."nın ise, gerek soruşturma, gerek kovuşturma aşamasında savunması alınamamıştır.
Açıklanan nedenlerle, sanıkların mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmamasından dolayı sanıklar hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 89/243 sayılı kararında belirtildiği üzere; davaların gereksiz yere uzamasını engellemek amacıyla ihdas edilen ve toplanan delillere göre mahkumiyet dışında bir karar verilmesi gereken hallerde, sorgu yapılmadan davanın bitirilmesine imkan sağlayan, CMK’nın 193/2. maddesindeki, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” hükmünün, aynı Kanun"un 223. maddesinin 9. fıkrasındaki, “Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde, durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.” hükmü ile bir bağlantısı bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki, “Dava konusu yapılan eylemin suç olmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilecek hal söz konusu olmadığı ve bu nedenle sanık ..."nın sorgusu yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle kararın sanık ... yönünden kısmen bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiş, yerel mahkemenin, sanıklara önceden bildirimde bulunmaksızın, re"sen dosyayı ele alıp, duruşma açarak, daha önce tespit edilen duruşma tarihinden önce yargılamayı bitirmesi, sanıklar hakkında ulaşılan kanaate ve verilen kararın niteliğine göre, sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısının sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin kısmen isteme uygun olarak ONANMASINA, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.