Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/11933 Esas 2014/14712 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/11933
Karar No: 2014/14712
Karar Tarihi: 16.06.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/11933 Esas 2014/14712 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bir trafik kazası sonrası trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkum edilen sanığın cezası, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerine göre belirlenmiş ve adli para cezası verilmiştir. Ancak Yargıtay tarafından yapılan incelemede, adli para cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasını sağlayan bir düzenleme olmadığından, Mahkeme'nin kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Kanunlar açısından, Türk Ceza Kanunu'nun 179/3. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 179/2, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri, tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceğini ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağını öngörmektedir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesi, adli para cezasının infazını düzenlerken, 108. maddesi ise yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceğini belirtir.
12. Ceza Dairesi         2014/11933 E.  ,  2014/14712 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Karar Tarihi : 25/11/2013
    Esas-Karar No : 2013/450-2013/251

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3. maddesi atfıyla aynı Kanun"un 179/2, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 58/6-7. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bafra 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2013 tarihli ve 2013/450 esas, 2013/251 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 22.03.2007 tarihli ve 2006/10559 esas, 2007/4396 sayılı ilamında da belirtildiği gibi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sadece özgürlüğü bağlayıcı cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinin mümkün olduğu, adli para cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine imkan sağlayan bir düzenlemenin bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 21.04.2014 gün ve 27668 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.05.2014 gün ve 2014/155087 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, 5237 Sayılı TCK"nın 58, 5275 Sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği için, hükümlülük kararında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilemeyeceği anlaşılmakla,
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bafra 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2013 tarihli ve 2013/450 esas, 2013/251 sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, sanık hakkında TCK"nın 58/6-7. maddesinin uygulanmasına ilişkin 1 numaralı hükmün 9. paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.