Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2404
Karar No: 2020/1366
Karar Tarihi: 18.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2404 Esas 2020/1366 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı, taşınmazların kiralık olduğu dönemde elde ettiği gelirleri vergi dairesine bildirip vergileri ödediğini ancak sonrasında davalı tarafından yaratılan ayıplar nedeniyle bağımsız bölümü kiralayamadığını belirterek, kira bedeli tenzili, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, kısmen kabul edilen davanın peşin ödenen kira bedelinin ayıp sebebiyle iadesi gereken kısmı için davalıdan alınarak davacıya verilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, bilirkişi raporunun yetersizliği nedeniyle kira gelirinin belirlenememesi sebebiyle hükmü bozmuştur. Kararda, davacının talep ettiği pek çok konuda yeterli inceleme yapılmadığı ve bilirkişi raporunda somut verilere yer verilmediği tespit edilmiştir. Karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca davalı lehine bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu - Madde 371
3. Hukuk Dairesi         2019/2404 E.  ,  2020/1366 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak-tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne yönelik düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 18/02/2020 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davalı vekili Av....geldi. Başka gelen yok. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, ... Mah. ... Yolu No:90 .../... adresinde bulunan ... Park sitesi içerisinde ... numaralı bağımsız bölümlerde tapuya şerh edilmiş 99 yıllık kira sözleşmeleri uyarınca kiracı olduğunu, bağımsız bölüm kullanım haklarını almasındaki amacın tatil amaçlı kullanmak ve gerekirse ticari amaçlı kiralamak olduğunu, bu kiralamaların yapıldığı dönemde elde ettiği gelirleri vergi dairesine bildirdiğini ve tahakkuk eden vergileri ödediğini, ancak devam eden yıllarda ortaya çıkan ayıplar nedeniyle bağımsız bölümü kiralayamadığını, davalının taşınmazı devraldıktan sonra eylemleri nedeniyle sitenin bakımsız ve fiilen yaşanması imkansız bir hale getirildiğini, davalı tarafından kasten yaratılan ayıpların, tüm kiracılar tarafından çeşitli nedenlerle yargı mercilerine taşınmış ise de bu güne kadar bir düzelme olmadığını, kira sözleşmelerinin haklı nedenle 21/04/2016 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, fesih tarihine kadar olan kira
    bedellerinin tenzilinin istenildiğini, ayıplar davalı tarafından oluşturulduğundan ihtara gerek olmadığını, aynı talep ve sebebe ilişkin 09/04/2015 tarihine kadar olan zararların daha önce dava konusu edildiğini, 09/04/2015 tarihinden bu yana geçen sürede de aynı ayıpların devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere 09/04/2015-21/04/2016 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak tenziline hükmedilecek kira bedeli için şimdilik 1.000,00 TL"nin, kiralananların kiraya verilememesinden dolayı müvekkilinin uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 4.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilinekarar verilmesini talep etmiş,kira bedelinin iadesi talebini 21.714,24 TL, kira kaybı talebini ise 95.749,94 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı, sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olup sözleşmeye dayalı taleplerin hiçbirini kabul etmediklerini, davacının sözleşmede yazılı bedelleri ödediğini ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile peşin ödenen kira bedelinin ayıp sebebiyle iadesi gereken tutara karşılık olarak 21.715,24 TL"nin 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, buna göre ; davanın kısmen kabulü ile peşin ödenen kira bedelinin ayıp sebebiyle iadesi gereken tutara karşılık olarak 21.715,24 TL"nin 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 67.024,96 TL mahrum kalınan karın 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davada dayanılan ve hükme esas alınan önceki malik ... Otelcilik ile yapılan 99 yıl süreli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşmeler ile P2 nolu taşınmaz 180.000 Alman Markı, S2 nolu taşınmaz 220.000 Alman markı, U2 nolu taşınmaz 100.000 Alman markı kira bedelleri ile 99 yıllığına davacıya kiralandığı, F8, F16, F19 ve F25 nolu taşınmazların ise 100.000 USD bedelle dava dışı 3. kişiye kiralandığı, 3. kişinin ise davacıya kalan sürelerle taşınmazları kiraladığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, denkleştirici adalet ilkesi uygulanarak alacağa hükmedilmiş ise de, talep, kiralananın ayıplı hale gelmesi nedeniyle kira bedelinin indirilmesine ilişkin olup davaya konu dönem için kira ilişkisinin yürürlükte olduğu, kira bedellerinin döviz olarak belirlendiği ve bu para birimlerinin ortalama olarak enflasyon oranında arttığı gözardı edilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplama yapılarak kira bedelinin iadesine karar verilmesi doğru değildir.
    3-)Davacı, dava konusu taşınmazların ticari amaçlı olarak alt kiraya verildiği, kiralananın ayıplı hale gelmesi nedeniyle kira gelirinden yoksun kaldığını beyanla tazminat isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, reddine karar verilen bu talep yönünden, davacının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, sözleşmelerde kiralananın alt kiraya verilmesine engel bir hüküm bulunmadığı, dava konusu dönemde davacının kiralanandan faydalanamadığının sabit olduğu gerekçesiyle davacının gelir kaybı yönünden tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazlar ile benzer özelliklere ve konuma sahip taşınmazların, dava konusu dönem için getirebileceği kira bedeli belirlenerek, dava konusu olan 09/04/2015-21/04/2016 dönemi için kira geliri hesaplanmış ise de rapor hüküm vermeye elverişli ve yeterli değildir. Bilirkişi raporunda, taşınmazların getirebileceği kira geliri belirlenirken hiçbir somut veriye yer verilmediği gibi davacının da konut ihtiyacı bulunduğunun, kiralananların dava konusu dönem için kesintisiz olarak kiraya verilebilmesinin olağan olmadığının, taşınmazların genellikle yazlık amaçlı kullanıldığının gözetilmemesi doğru olmamıştır. Davacının önceki dönemlerde taşınmazdan elde ettiği kira bedellerine ilişkin vergi beyannamesi verdiği görülmektedir. O halde; davacının, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden de faydalanılarak, somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli olarak gelir kaybının belirlenmesi ve sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 2.540 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi