16. Hukuk Dairesi 2014/610 E. , 2014/5937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARABÜK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/08/2013
NUMARASI : 2013/162-2013/64
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz edenlerden B.. T.. vekili Avukat H.. P.. geldi. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K.. Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 31, 224 ada 50 parsel sayılı 5.491,10 ve 8.461,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, ifraz, trampa ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı B.. T.. adına tespit edilmiştir. Davacı Ş.. T.., irsen intikal, pay devri ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davaya konu 224 ada 50 nolu parsele yönelik davanın reddi ile tespit gibi tesciline, 102 ada 31 sayılı parselin 29.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) rumuzu ile gösterilen kısmının tespitinin kısmen iptali ile bu kısmın tamamı 384 pay kabul edilerek; 168/384 payın davacı Mehmet oğlu Ş.. T.., 216/384 payın davalı Memiş oğlu B.. T.. adına tesciline, taraflar arasında dava konusu olmasa da dava konusu parselin hisseli hale gelmesi nedeniyle ileride aralarında çıkacak uyuşmazlıklarda sorun teşkil etmemesi açısından dava konusu parsel üzerinde bulunan üç katlı ev ile garaj ve kömürlüğün davalı B.. T.."a ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Ş.. T.. ve davalı B.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Mehmet mirasçısı olan Ş.. T.. taşınmazların ortak kök muris Z.. T..’dan geldiğini, taksim edilmediğini, ölümü ile terekesinin mirasçıları Memiş, Mehmet, Şevki ve Habibe’ye intikal ettiğini, Şevki mirasçıları Orhan, Turan, Songül, Gülsiye ve Şerif’in miras paylarını kardeşleri olan Kemal’e 01.06.2006 tarihinde devrettiklerini kendisinin de 15.05.2009 tarihli senet ile Kemal’den Şevki mirasçılarının payını satın aldığını, babası Mehmet’e ait miras payının ise mirasçılarına intikali üzerine Mutiye payı dışında, diğer kardeşleri olan Hüsniye ve Behiye’den 20.06.2009 tarihli senet ile satın aldığını, sahip olduğu miras payları oranında taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. Davalı Memiş oğlu B.. T.. ise 1986-1987 tarihinde taşınmazların Zekeriya mirasçıları arasında şifahen taksim edildiğini, iştirak halinin sona erdiğini ve bu durumda mirasçılar arasında da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının geçerli olduğunu taşınmazlar üzerinde 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu iddia etmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazların tarafların kök murisi Zekeriya’dan intikal ettiği, mirasçıları arasında usulen yapılmış taksim bulunmadığı, mirasçılardan H.. T..’ın davaya konu 224 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını 03.06.2004 tarihli senet ile
yeğeni olan davalı B.. T..’a sattığı ve bu taşınmazın davalının kullanımında olduğu, Habibe’nin daha sonra 27.08.2009 tarihli sözleşme ile de köydeki tüm taşınmazlardaki miras haklarını yeğeni olan Ş.. T.."a sattığı, ancak Burhan’ın mülkiyetini kazandığı taşınmazı Habibe’nin ikinci kez satma yetkisi bulunmadığı kabul edilmek suretiyle Ş.. T.. davasının reddine karar verilmiş, 102 ada 31 sayılı parselin fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik davacı Ş.. T.. talebi yönünden ise diğer mirasçıların paylarını satın alması ve kendi miras payı nedeniyle taşınmazın 168/394 payının davacıya ait olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
1) Davaya konu 224 ada 50 sayılı parsele yönelik davacı Ş.. T.. vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dosya içeriği ile toplanan delillere göre taşınmazın kök muris Zekeriya’dan intikal ettiği tarafların kabulünde olup, taksim hususu ise kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca uyuşmazlık; mirasçılar arasında yapılan pay satışlarından hangisine değer verileceğine ilişkin bulunmaktadır. Mirasçılardan Habibe’nin payını 03.06.2004 tarihli köy senedi ile davalı Burhan’a sattığı ve kullanımın davalıda olduğu kanıtlandığına göre sonraki tarih olan 27.08.2009 tarihinde davacı tarafından Habibe’den payını satın aldığına dair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak davacı Şaban, Mehmet’in bir kısım mirasçılarının ve Şevki mirasçılarının paylarını 20.6.2009 ve 15.05.2009 tarihli senetler ile satın aldığını iddia ettiği halde satış senetleri yeterince irdelenmeden, senetler keşifte uygulanıp, senet tanıkları dinlenilmeden karar verilmesi isabetsizdir. Doğru sonuca varılabilmesi için; taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm delilleri sorulup celbedildikten sonra mahallinde keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacı taraf dayanağını oluşturan 20.6.2009 ve 15.05.2009 tarihli senet tanıklarının tamamı ile tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2) Tarafların davaya konu 102 ada 31 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğine, toplanan delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünde davacı Şaban"ın, ortak kök muris Zekeriya mirasçılarından Şevki"nin payını 15.05.2009 tarihli senet ile, babası Mehmet’e ait miras payını ise (kardeşi Mutiye payı dışında) kardeşleri olan Hüsniye ve Behiye’den 20.06.2009 tarihli senet ile satın aldığı belirlenmiş olduğuna göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir; Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1.maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olduğu halde, 102 ada 31 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan bölümünün kimin adına tescil edileceği konusunda karar verilmemiş olmakla hükmün infazı kabil bulunmamakta olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.