14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1472 Karar No: 2013/3069 Karar Tarihi: 04.03.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1472 Esas 2013/3069 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/1472 E. , 2013/3069 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.07.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, tapuda adına kayıtlı 8 parsel sayılı taşınmazı ile 20 parsel sayılı taşınmazının bağlantısının bulunmadığını belirterek, 8 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılar adına tapuda kayıtlı 21 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile 8 parsel sayılı taşınmaz lehine 21 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, hüküm 21 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 747. maddesi uyarınca taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Somut olayda; davacı tapuda adına kayıtlı 8 parsel sayılı taşınmazı ile 20 parsel sayılı taşınmazının bağlantısının bulunmadığını belirterek, 8 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılar adına tapuda kayıtlı 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Geçit davalarında yolu olmayan taşınmazlar yararına genel yola ulaşmak amacıyla geçit kurulması istenebilir. Davacının kendisine ait iki ayrı taşınmaz arasında geçişi sağlar nitelikte geçit hakkı kurulması istemi yasaya uygun düşmez. Yasanın tanımadığı ve korumadığı nitelikte bir hak yargı yoluyla tesis edilemez. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.