11. Hukuk Dairesi 2020/5832 E. , 2020/5992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 21.01.2020 tarih ve 2018/400-2020/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... Holding A.Ş vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-birleşen dosyalarda davacı vekili, davalı şirketlerin de içinde bulunduğu Kombassan Grubu tarafından başta Almanya olmak üzere birçok ülkede yüksek faiz garantisi ve paraların her istendiği an geri çekilebileceği vaadiyle mevduat toplandığını, müvekkillerinden de bu şekilde tahsilat yapılarak makbuz ve ortaklık durum belgesi adlı bir belge verildiğini, müvekkillerinin yatırdıkları parayı almak istediğinde ise ödemede bulunulmadığını, davalıların yasal düzenlemelere aykırı şekilde para topladıklarını, yasaya aykırı şekilde toplanan paralar karşılığı verilen makbuzlar geri alınıp yerine ortaklık belgelerinin verildiğini, yatırılan paranın istenildiği zaman geri alınabildiği ve bunun taahhüt edildiği bir ilişkinin ortaklık ilişkisi olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalı yönetici ...’ın da diğer davalı şirketlerle birlikte müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, asıl davada, davalılar tarafından müvekkiline hisse senedi devri yapılamayacağının ve müvekkilinin davalı şirketlerde hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklığının bulunmadığının tespitini, yapılacak bu tespit neticesinde müvekkilinden yüksek faiz garantisi verilerek tahsil edilen alacak miktarının 5.000,00 TL’lik kısmının en yüksek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen Konya (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/327 Esas - 2011/77 Karar sayılı dava dosyasında, müvekkilinin yatırmış olduğu paradan fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000,00 TL"sinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2019/972 Esas - 2019/580 Karar sayılı dava dosyasında ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 23.200,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Karanamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 41. maddesi ile yasal düzenleme yapıldığı ve 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren "25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"a" eklenen Geçici 4/2. maddesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... Holding A.Ş vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... Holding A.Ş vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... Holding A.Ş vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 108,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... Holding A.Ş"den alınmasına, 23.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
- KARŞIOY -
6100 sayılı HMK 323 maddesinde "celse, karar ve ilam harçları, dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretleri vs." yargılama giderleri kapsamında sayılmış,
Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlıklı HMK 331/2 maddesinde "Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra başka bir mahkemede davaya devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği" öngörülmüş,
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. Maddesine istinaden çıkarılan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesinde de görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunacağı, şu kadar ki davanın görüleceği mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücretinin ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemeyeceği" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta;
Bakırköy Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 16.07.2012 gün ve 2012/470-471 sayılı kararı ve Bakırköy 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.05.2014 gün ve 2014/122-161 sayılı kararı ile mahkemenin yetkisizliğine Konya Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.
Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya devam edilen Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.01.2020 gün ve 2018/400 Esas, 2020/104 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmekle birlikte yetkisizlik kararı nedeniyle davalı şirket yararına yargılama giderlerine hükmedilmemiş olup bu durum HMK 331/2 maddesine açıkça aykırıdır.
Söz konusu hüküm, mülga 1086 sayılı HUMK"da yer almayan 6100 sayılı HMK"nın getirdiği bir yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mülga 1086 sayılı Yasa"nın yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 25.04.1945 gün 1943/21 E., 1945/9 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında "Yargılama masraflarıyla avukatlık ücretine diar olan istemlerin görevsizlik yahut yetkisizlik kararı veren mahkemece hüküm altına alınmasının gerekli olduğu" belirtildiğinden uygulamada görevsiz veya yetkisiz mahkemece harca, yargılama giderlerine ve vekille temsil edildiği takdirde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal zorunluluk olduğu kabul edilmekteydi.
6100 sayılı HMK 331/2 maddesi ile yargılamanın tekliği esası benimsenerek, davanın açılışından itibaren geçirilen aşamalarda esas hakkında hüküm veren mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmesi esası benimsenmiş olup, farklı mahkemelerce yargılama giderlerine hükmedilmek suretiyle karışıklığa ve infazda tereddütlere engel olunmak istenmiştir.
Yoksa HMK 331/1 maddesi, yetkisizlik ve görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmesi halinde yetkisizlik ve görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gibi bir anlam taşımamaktadır.
Aksine madde, başlığında da ifade edildiği gibi esastan sonuçlanmayan davadaki yargılama giderlerini düzenlemiş olup görevsizlik ve yetkisizlik kararı nedeniyle, davanın devam edildiği, diğer mahkeme esasa ilişkin verdiği kararı ile yetkisizlik kararı nedeniyle davalı lehine de ayrıca yargılama giderlerine hükmetmelidir.
Diğer taraftan, yetkisizlik ve görevsizlik kararı üzerine talep edilmemesi nedeniyle dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmemesi halinde yargılama giderleri hüküm altına alınırken, aynı dosyanın bir dilekçeyle mahkemeye gönderilmesi halinde yargı giderine hükmedilmemesi HMK 331/2 maddesini kendi içerisinde çelişik hale getirecek ve eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır.
Keza, çoğunluk görüşünün kabulü, açık bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen Avukatlık Kanununa istinaden çıkarılan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ilgili hükmünü de işlevsiz bırakacaktır.
Sonuç olarak, kanun koyucu HMK 331/2 maddesi vaz"ederken 25.04.1945 gün 1943/21 E, 1945/9 K. Sayılı İ.B.K ile belirlenen görevsizlik ve yetkisizlik kararı üzerine davalı taraf yararına hükmolunan yargılama giderlerine ilişkin hükmü kaldırmamış olup ancak hangi mahkemece hüküm altına alınacağını düzenlemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz istemininde kabulü ile yetkisizlik kararı nedeniyle davalı şirket lehine yargılama giderlerine de hükmedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım. (Yargıtay 2. HD 04/06/2018 gün 2016/19662 Esas, 2018/7250 Karar, 17.HD 27/06/2018 gün 2015/15290 Esas, 2018/6488 Karar, 3. HD 30/11/2017 gün 2016/6015 Esas, 2017/16844 Karar sayı vd. kararları)