3. Hukuk Dairesi 2015/6803 E. , 2016/3946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, dava dışı ..."e ait ve dava dışı ..."in vekaleten satışını yaptığı 07 HG 534 plaka sayılı aracı 18.350,00 TL bedelle satın aldığını, satış sırasında müvekkilince yapılan araştırmalarda aracın herhangi bir çalıntı kaydı olmadığının öğrenildiğini, daha sonra ... İl Emniyet Müdürlüğünden gelen yazı ile, aracın çalıntı olduğunu ve sahte noter evrakı düzenlenerek müvekkiline satıldığının anlaşıldığını ve bu nedenle aracın gerçek sahibine teslim edildiğini beyanla, söz konusu araç satışı nedeniyle uğramış olduğu 18.350,00 TL"lik zararın dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda eksik ve hatalı bir işlem olmadığını, sahteciliğin nüfus cüzdanı ve ruhsata ilişkin bulunduğunu, bu belgelerin sahteciliğinin anlaşılmasının imkansız ve iğfal kabiliyetinin yüksek olduğunu, davacının satışın vekaletname ile yapılacağını bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı tarafından söz konusu işlemin yapılmasına esas alınan belgelerin iğfal kabiliyetini haiz oldukları ve bu nedenle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; dava dışı 3. kişinin kusurunun, noterin eylemi ile davacının uğradığı maddi zarar arasındaki illiyet bağını kesip kesmediği noktasında toplanmaktadır.
1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine göre, ""Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar"". Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Diğer taraftan Noterlik Yasası"nın 72.maddesi gereğince noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; dava dışı 3. kişinin, davalı araç maliki ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile davacıya satışı yapan ... isimli kişiye vekaletname verdiği, vekaletname ile davacıya araç satışının yapıldığı, davacıyı zarara uğratan vekaletnamenin, bu sahte sürücü belgesine dayalı olarak noterce yapıldığı anlaşılmaktadır.
07/09/2009 tarihli bilirkişi ön raporunda; iğfal kabiliyeti konusundaki inceleme ve tespitlerin bizzat o belge üzerinde yapılması gerektiği, aksi halde varılacak sonucun yanıltıcı olabileceği, bu nedenle belge asıllarının teminin talep edildiği, belge asıllarının temin edilememesi üzerinde fotokopi üzerinden yapılan inceleme neticesinde 08/02/2010 tarihli bilirkişi raporuyla; araç maliki adına düzenlenmiş sürücü belgesi ve araç satışını vekaletname ile gerçekleştiren ..."e ait nüfus cüzdanının belirtilen eksikliklerin belgelerin aslında da durumun aynı olduğu takdirde iğfal kabiliyetinin varlığından söz edilemeyeceği, motorlu araç tescil belgesi ve motorlu araçların satış ve devirlerine ait ilişik kesme belgesi/fenni muayene izin belgesinin gerçek belgeler olması muhtemel olmakla birlikte sahte iseler iğfal kabiliyetinin varlığının kabulünün gerekeceği, ayrıca fotokopi üzerinden yapılan incelemelerde yanılgıya düşülebileceği ihtimalinin dikkate alınması gerekliliğinin tekraren belirtildiği görülmektedir.
Somut olayda; sahte sürücü belgesi kullanılarak düzenlenen vekaletname ile aracın satışının yapıldığı, davacının bu nedenle zarara uğradığı sabit olduğuna göre; nedensellik bağının kesildiğinin ispatı davalı notere düşmektedir.
Sahte sürücü kimlik belgesinin aslı ele geçirilemediğine göre, fotokopisi üzerinde yapılan sahtecilik incelemesinin de geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Davalı noterin imza farklılığını fark etmeden sahte sürücü belgesine dayanarak vekaletname düzenlemiş olması özen yükümlülüğünü kusurlu şekilde aksattığı Noterlik Kanunu"nun 72. maddesindeki yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği davalı noterin sahte sürücü belgesinin iğfal kabiliyeti bulunduğu iddiasını ise ispat edemediği, noterlerin sorumluluğunun da, kusursuz sorumluluk olduğu, bu nedenle de davalı noterin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kabul edilip, davacının uğradığı maddi kayıpların belirlenmesi ve davalıdan tazminine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine yönelik hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.