11. Ceza Dairesi 2020/1452 E. , 2020/4675 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 25/03/2020 tarih ve 2019/22105 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20/05/2020 tarih ve KYB-2020/45669 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince, 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli ve 2018/763 esas, 2019/664 sayılı kararının "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olmasının gerekli olduğu, beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacağı, somut olayda, şüphe üzerine durdurulup kimliği sorulan sanığın başlangıçta kardeşi ... adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesini görevlilere ibraz etmesinden ibaret eyleminde, olayla ilgili tüm tutanakların görevlilerce yapılan kontrol sonrasında ve sanığın gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması, sanığın sahte kimlik belgesini sunduktan sonra görevlilere sahte olduğunu söyleyerek gerçek kimlik bilgilerini vermesi nedenleriyle, anılan Kanun’un 206. maddesindeki suçun yasal unsurlarının somut olayda oluşmayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesinin gerekeceği, sanığın Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/12/2019 tarihli 2018/763 Esas ve 2019/664 Karar sayılı kararıyla "resmi belgede sahtecilik" suçundan TCK’nin 204/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan TCK"nin 206/1, 62. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, her iki mahkûmiyet hükmünün de sanık müdafii tarafından istinaf edildiği, ancak; CMK"nin 276/1. maddesinin, "İstinaf istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra veya aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacak bir hükme karşı yapılmışsa ya da istinaf yoluna başvuranın buna hakkı yoksa, hükmü veren mahkeme bir kararla dilekçeyi reddeder." hükmünü haiz olup, aynı maddenin 2. fıkrasında ise "İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer, ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu hususta bir karar vermesini isteyebilirler. Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak, bu nedenle hükmün infazı ertelenemez." denildiği de nazara alınarak, "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçu yönünden, CMK"nin 276. maddesi uyarınca sanık müdafinin istinaf talebinin reddine dair verilmiş bir karar bulunmadığı gibi dosyanın istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine de gönderilmediği ve bu nedenle olağan kanun yolu sürecinin tamamlanmadığının belirlenmesi karşısında, talebe konu ilamın bu haliyle kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşılmakla, kanun yararına bozma isteminin CMK’nin 309. maddesi uyarınca REDDİNE, mahalline gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 21/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.