4. Hukuk Dairesi 2019/872 E. , 2019/3075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... Gazetecilik San. ve Tic. AŞ adına ....ve .... aleyhine 25/01/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ... yönünden reddine, diğer davalı yönünden KHK kapsamında dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 11/09/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 23/05/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
İfade özgürlüğü sadece lehte olan veya muhalif sayılmayan ya da ilgilenmeye değer görülen haber veya fikirler için değil, aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haber ve fikirler için de uygulanmalıdır. Bunlar çoğulculuğun hoşgörünün ve açık fikirliğinin gerekçeleri olup, bunlar olmaksızın "demokratik toplum" olmaz kuralıdır. Bu özgürlükler sayesinde halka siyasetçilerin düşünce ve davranışlarını tanıma ve onlar hakkında fikir sahibi olma imkanı verilir. O halde siyayetçiye yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırları özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırına göre daha geniştir. Siyasal partiler ve siyasetçiler diğer şahıslardan farklı olarak daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır.
AİHS"nın 10.maddesi bütün bireylerin itibarının korunmasına imkan verir. Bu koruma pek tabidir ki siyasetçileri de kapsar. Hatta siyasetçilerin şahsi sıfatları dışında hareket ettikleri zamanı da içine alır. Ancak bu gibi durumlarda söz konusu korumanın gerekleri, siyasi meseleleri açık biçimde tartışmanın yararıyla bağlantılı olarak tartılmalıdır.
Dava konusu yayında, davalı ... Taraf gazetesinin 04/01/2012 tarihli nüshasında "Devlet yardakçılığı ve Ahlak" başlıklı yazısında; davacının "Devletin yardakçılığına" soyunduğunu "35 çocuğu emriyle öldürttüğünü, Türkü, Kürtten üstün gördüğünü" belirterek davacının kişilik değerlerinden olan şeref ve haysiyetine saldırıda bulunmuştur. Öyle ki, Türkiye-Irak sınırında yoğun terör olaylarının yaşandığı bir bölgede kaçakçılık yapan ve yasa dışı yollarla sınırdan geçen kişilere güvenlik güçlerinin müdahale etmesi sonucu meydana geldiği iddia edilen ölüm olaylarının, doğrudan davacının Başbakan sıfatıyla emir vermesi ile oluştuğunu belirterek, davacının bu olaylardan doğrudan sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Terörün yoğun olarak yaşandığı hudut bölgesinde izinsiz yapılan toplu sınır ihlalinde vahim sonuçların doğması olağandır. Davalı yazar, olaya neden olan sınır ihlalinin sonuçlarını doğrudan davacıya yüklemeye çalışmış, bunu yaparken de eleştiri sınırlarını aşmıştır. Keza, davacının Başbakan olarak görev yapmasına ve Devletin bütün idari kurumlarını denetleme ve kontrol etme yetkisi olmasına rağmen devlet yardakçılığı yaptığını, halkı Kürt ve Türk diye ikiye böldüğünü, vatandaşlara tehdit ve hakarette bulunduğunu iddia ederek anlatılan konunun bütünlüğünde özle biçim arasındaki dengeyi bozmuş, eleştiri sınırlarını aşmış ve davacının kişilik değerlerine ağır biçimde saldırıda bulunmuştur. TBK 58. maddesindeki manevi tazminat koşulları davacı yararına oluşmuş olup, davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerektiği görüş ve düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama yönünde oluşan görüşüne katılmıyoruz.23/05/2019