13. Hukuk Dairesi 2013/4242 E. , 2013/15964 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; Eczanesinin davalı kurumca yapılan fesih işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun Adıyaman 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/165esas 2005/217 karar sayılı kararı ile tespit edildiğini, eczanenin fesihli kaldığı süre içerisinde uğramış olduğu zararın her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla zararın oluştuğu tarihten işleyecek ticari faizi ile birlikte 13.500,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 33.500,00 TL tazminatın davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 13.500 ,00 TL maddi 5000 TL manevi tazminatın davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile; davalı ile sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini ileri sürerek, yasaklı bulunduğu dönemde satamadığı ilaçlar nedeniyle uğramış olduğu kar kaybı ve zararın tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davacı ile davalı kurum arasında sözleşme düzenlendiği ,sözleşme gereğince davacı eczacının davalı kuruma bağlı hastalara ait reçetelerdeki ilaçları temin ederek bedelini davalıdan tahsil ettiği, davalı tarafından anılan sözleşmenin 14.10.2004 tarihinde 2004 yılı protokolünün III.1.maddesinin (h) bendi uyarınca “ reçeteler üzerinde tahrifat yapıldığı “gerekçesi ile feshedildiği, fesih işleminin iptali nedeni ile Adıyaman 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/165 esas,2005/217 karar sayılı dosyada verilen 28.11.2005 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği ,sözleşmenin feshinin iptaline ilişkin karar Yargıtay denetiminden geçerek 27.02.2008 tarihinde kesinleştiği ,eldeki davanın konusunun ise davalı kurum tarafından sözleşmenin feshi nedeni ile ortaya çıkan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşmenin
2013/4242-15964
14.10.2004 tarihinde feshedilmiş olup,feshin iptaline ilişkin davanın 23.12.2004 tarihinde açıldığından davacının talep edebileceği tazminat alacağının 5 aylık döneme ilişkin bulunduğu belirlenerek bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki matbu sözleşmenin “sözleşmenin feshini gerektiren hususlar” başlıklı IV. Bölümünün 1. maddesinin h bendi “reçetelerde tahrifat yapıldığının teftiş raporu ile belirlenmesi” halinde eylemin “7 yıl” süre ile sözleşmenin feshini gerektirdiğinin belirtildiği bu nedenle sözleşmenin davalı kurum tarafından (7) yıl süreyle feshedildiği, davacı tarafından bu konudaki muarazanın giderilmesi için Adıyaman 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/165 esas,2005/217 karar sayılıdosyası üzerinden açılan davada neticeten “muarazanın önlenmesine” karar verildiği, verilen bu kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, “sözleşmenin feshine ilişkin” muarazanın önlenmesi konusunda açılan dava, davacı yararına sonuçlanıp, kesinleşmişse de, davacı eczacının, “tahrifat yapılmış reçeteleri kuruma fatura ettiği” sabit olup, davalı kurumun, sözleşmenin feshini düzenleyen yukarıda belirtilen hükme aykırı davranıldığı gerekçesi ile sözleşmeyi feshetmesinde, tazminat ödemesini gerektiren kusurlu bir davranışı bulunmamaktadır. Fesih hakkının kötüye kullanıldığından da söz edilemez. Davacı eczacı bu hükmü kabul ederek sözleşmeyi imzaladığına göre, kar mahrumiyeti iddiasında bulunarak tazminat isteyemez.
2-Davacının manevi tazminat talebine gelince; Salt sözleşmeye aykırı davranış, manevi tazminat istemi için yeterli olmayıp aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle aynı zamanda davacı tarafın kişilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenle de Borçlar Kanununun 41. maddesi uyarınca bu akde aykırılığın haksız bir eylem olarak değerlendirilebilmesi gerekli olup, gerçekleşen somut olayda manevi tazminatın şartlarının oluştuğundan da söz edilemez. Bu durumda mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.ve 2.bentte belirtilen nedenle, davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.bentte belirtilen nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 274.75 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 12.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.