17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13671 Karar No: 2015/14138
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13671 Esas 2015/14138 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/13671 E. , 2015/14138 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, aracın ehliyetsiz sürücü idaresindeyken tek taraflı kaza yaptığını, müvekkilinin araç içerisinde ölen yolcuların yakınlarının zararlarını karşıladığını, davalıya rücu koşullarının oluştuğunu, bu nedenle davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/15 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, aynı olaya ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/19 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, icra dosyasındaki faiz oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucuna göre; davanın kabulü ile davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/15 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, 12.103,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava trafik kazasında ölen desteğin yakınlarına ödeme yapan davacı ... şirketinin (ZMSS), ödediği miktarın araç sürücüsünün ehliyetsiz olması sebebiyle Genel Şartlar uyarınca araç işleteninden rücuen tahsili isteğine ilişkindir. Anayasa’nın 141.maddesinde mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı HMK.nın 297.(1086 sayılı HUMK.nun 388.) maddesinde de düzenlenmiştir. Bu maddede hakimin uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangisine değer verdiğini, kanıtlardan hangisine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Zira böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğu kabul edilebilir. Hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın tarafları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka, adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır. Yerel mahkeme kararında belirtilen bu hükümlere uyulmamış, mahkeme gerekçesi eksik ve yetersiz bulunmuş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiş, bozma kapsam ve nedenine göre de, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre de, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.