10. Hukuk Dairesi 2020/11749 E. , 2021/11237 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No : 2019/3458-2020/1361
İlk Derece
Mahkemesi : Konya 4. İş Mahkemesi
Dava, engelliliğe dayalı yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının 1994 yılında geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle sağ gözünü kaybettiğini, sürekli iş göremez hale geldiği için kendisine sürekli iş göremezlik maaşı bağlandığını, 08/09/2004 tarihli rapor ile müvekkilinin %45 engelli olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin işkurun yönlendirmesiyle engelli olarak bir işyerinde 7 yıl civarında çalıştığını, 23/08/2012 tarihli Gelir İdaresi Başkanlığı"nın yazılarına göre müvekkilinin çalışma gücünün %42 oranında kaybettiğinin işverene bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 2014 yılında çalışmaya devam ettiği sırada, maluliyet aylığı almak için başvuruda bulunduğu ve kendisine maluliyet yaşlılık aylığı bağlandığını, ancak 20/07/2016 tarihli davalı kurumun yazısına istinaden müvekkilinin 18/10/2017 tarihinde Meram Tıp Fakültesinden aldığı rapora göre engel oranın %35 olarak tespiti üzerine, yaşlılık aylığının kesildiğini, ancak müvekkilin mevcut rahatsızlığı dikkate alınarak söz konusu işlemin hatalı olduğunu beyan ederek, müvekkiline yeniden yaşlılık aylığı bağlanması ve iptale ilişkin işlemin iptaline karar verilerek iptal tarihinden itibaren ödenmeyen yaşlılık aylığının miktarının tespit edilerek müvekkilline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “SGK Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 11/07/2018 tarih ve 11565 sayılı rapora göre davacı ..."daki özürlülük oranın %36 olarak tespitinin yapıldığı, gene mahkememizce Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 15/05/2019 tarih ve 8434 sayılı rapora göre davacı ..."da 30.03.2013 tarih, 28603 Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Görme Sistemi İşlevsel Görme Puanı :%66,64 Görme Sistemi Yetersizlik Oranı:%33 ile engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %33 (yüzdeotuzüç) olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda davacı yönünden davalı kurumca yapılan işlem ve eylemlerin usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Hakkında istinaf başvurusunda bulunulan İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Somut olayda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğü"nün 23/08/2012 tarihli yazıları içeriğine göre davacının çalışma gücünün %42"sini kaybettiğine karar verildiği, buna bağlı olarak davacıya 03/01/2014 tarihli itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, söz konusu yaşlılık aylığının, yapılan kontrol muayenesi sonucu Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 31/08/2016 tarih ve 3845506 sayılı raporla davacının engelilik oranının %40"ın altına düştüğünün tespiti üzerine, ilgilinin yaşlılık aylığının 16/10/2017 tarihli işlem ile iptali yoluna gidildiği, mahkememizce SGK Yüksek Sağlık kurulundan alınan 11/07/2018 tarih ve 11565 sayılı rapora göre davacı ..."daki özürlülük oranın %36 olarak tespitinin yapıldığı, gene mahkememizce Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 15/05/2019 tarih ve 8434 sayılı rapora göre davacı ..."da 30.03.2013 tarih, 28603 Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Görme Sistemi İşlevsel Görme Puanı :%66,64 Görme Sistemi Yetersizlik Oranı:%33 ile engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %33 (yüzdeotuzüç) olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda davacı yönünden davalı kurumca yapılan işlem ve eylemlerin usul ve yasaya uygun olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Yasanın aylık bağlandığı tarihte yürürlükte olan şekli ile, 60/C-b maddesi, “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olan sigortalıların yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanacaklarını” öngörmekte olup, bu koşulların başında ise öncelikle ve özellikle “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olmak” hususunun saptanması önem arzetmektedir. Anılan hususun saptanması işi ise, 199 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 31/2 maddesine göre, sakatlık indiriminden yararlanmak için yetkili hastanelerin sağlık kurullarından alınan raporla Maliye Bakanlığı bünyesindeki “Merkez Sağlık Kurulu” tarafından değerlendirilerek iş gücü kaybı oranları ve buna göre sakatlık dereceleri belirlenmekte ve bu belirlemeye dayalı olarak da ilgili şahsın vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanıp kazanmadığına, yine, idarece karar verilmektedir.
Bu durumda, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazandığına dair verilen bu idari kararın sigortalının tahsis talebiyle birlikte Kuruma ulaşmasıyla, diğer koşulların da varlığı halinde sigortalıya anılan Yasanın 60/C-b maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması da, yasal bir gereklilik olmaktadır.
506 sayılı Yasanın bahsi geçen 60/C-b maddesinde, 4958 sayılı Yasanın 34. maddesiyle yapılan değişiklik ile, “sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanılması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı almakta olanlar Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulurlar” hükmü getirilmiş bulunmakla, bu gibilerin sakatlık indiriminden yararlanma koşullarını muhafaza edip etmediklerinin Kurum tarafından denetlenmesine ve değerlendirilmesine olanak tanınmıştır. Böylece, kendilerine daha önce, anılan 60/C-b maddesine dayalı olarak yaşlılık aylığı bağlanmış olanlar için, sonradan değişen durum nedeniyle bu aşamada, yasa koyucu tarafından anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle, konunun 506 sayılı Yasa çerçevesinde çözümlenmesi amaçlanmış olmakla, ön mesele olarak karşımıza çıkan Maliye Bakanlığınca sakatlık indiriminden yararlanmaya ilişkin ilk kararın idari yoldan kaldırtılmasına (iptaline) de gerek kalmaksızın; bu çevrede sigortalı ile, Kurum arasında çıkan benzeri ihtilafların idari yargı yerinde değil, iş mahkemeleri bünyesinde görülerek çözüme kavuşturulması olanaklı hale gelmiş bulunmakla; mahkemenin, davaya bakmış olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş; raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek üzere Adli Tıp 2. üst Kurulundan rapor alınarak, öncelikle sakatlık sebebiyle vergi indiriminden yararlandırma kararına dayanak alınan Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporunda yer alan davalının iş gücü kaybını gerektiren bulguların başlangıçta var olup olmadığı (diğer bir deyişle anılan raporun gerçek dışı düzenlenmiş olup olmadığı) konusunun üzerinde durularak, yöntemince araştırılıp irdelenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması, ikinci olarak, bu ilk raporda yer alan bulguların o tarih itibariyle mevcudiyeti halinde, bu bulguların sonradan vaki tedavi ile iyileşme gösterip gösteremeyeceği, iyileşme gösterebilecek olguya sahip ise, o takdirde, sonradan alınan raporlarda yer alan bulgular ve işgöremezlik dereceleri de irdelenmek suretiyle sakatlık nedeniyle bağlanan aylığın kesildiği tarih itibariyle tıbbi durumun belirlenerek, saptanacak bulguların davalının sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlandırıldığı ilk tarih itibariyle ve kazanılmış hakların korunması ilkesinden hareketle o tarihte yürürlükte bulunan, diğer bir anlatımla 18.03.1981 tarih ve 8/2620 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenen ”sakatlık indiriminden yararlanacak hizmet erbabının sakatlık derecesinin tesbit şekli ile uygulaması hakkındaki yönetmelik”, 18.03.1998 tarih ve 23290 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik daha sonraki tarihte yürürlüğe giren davacının lehine olan yönetmelik hükümlerine göre değerlendirmeye alınarak çalışma oranı kaybı ve sakatlık derecesinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereği vardır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.