3. Hukuk Dairesi 2012/20726 E. , 2012/25936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 50.500 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’nün davalı şirketin gece bekçisi olduğunu, davacının kamyon şoförü olduğunu, davacının olay tarihinden 28.10.2007’de, kamyonu ile taşıyacağı malları almak üzere geldiğini, ısınmak için gece bekçisinin bulunduğu kulübeye girdiğini, çıkan tartışmada davalının davacıyı ruhsatsız tabanca ile yaraladığını, öldürmeye teşebbüs ettiğini, Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, davalılar arasında çalıştırma ilişkisi olduğunu, hizmet sırasında; hizmet ile ilgili olarak bir zarar oluştuğunu, zarar ile çalıştırılanın eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, davalının kaçak işçi olduğunu, denetiminin yapılmadığını, davalı şirketlerin eylemden müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek (fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere) 500 TL maddi tazminatın; 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili beyanında; olayın işin yapılması ile ilgisinin olmadığını, sorumluluğun işçiye ait olduğunu, davacının olaya sebep olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne; 575 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müteselsilen davalılardan alınmasına karar verilmiş hüküm; davalı şirketler vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Borçlar Kanununun 47.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarının etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre; değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde gösterilmelidir.Somut olayda davacının hukuka aykırı eylem nedeni ile ruhsal elem ve üzüntü çektiği tartışmasızdır. Dosyada yeralan adli tıp uzmanının hazırladığı bilirkişi raporunda davacının 28.10.2007 tarihinde ateşli silahla yaralanması sonucu maluliyetini gerektirir arıza meydana gelmediği, bu yaralanma nedeni ile iyileşme (mesleki iştigal) süresinin 3 ay olacağı belirtilmiştir. Davalının ... 2.Ağır Ceza Mahkemesinde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan yargılaması sonucunda mağdurun (davacının) olay öncesindeki hakaret ve saldırıları sanık (davalı) lehine haksız tahrik kabul edilerek cezasında takdiren dörtte bir oranında indirim yapıldığı, anılan bu kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davaya konu olayın meydana geliş biçimi, davacının yaralanma derecesi, Ağır Ceza Mahkemesi kararında davalının yararına tahrik indirimi yapılmış olması karşısında hükmedilen 30.000 TL manevi tazminat yüksektir.
Mahkemece yukarıda anılan ilkeler benimsenerek somut olayın özelliğine uygun bir miktar manevi tazminatın takdir edilmesi gerekir iken manevi tazminatın özel niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmeyen derecede yüksek manevi tazminat takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Anılan yönler dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.