Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2313
Karar No: 2014/6757
Karar Tarihi: 03.03.2014

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/2313 Esas 2014/6757 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/2313 E.  ,  2014/6757 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. İŞ MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/10/2011
    NUMARASI : 2009/184-2011/882

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalıların aynı isimle, aynı mahalde ve aynı kişiler yönetiminde, aynı faaliyet alanında kurulduğunu, 01.04.2006 tarihinde davalılara ait işyerinde E. O. Pazarlama A.Ş emrinde teknik eleman olarak işe başladığını, mesai saatlerinin 08.30-18.30, Cumartesi günleri 08.30-17.00 saatleri arasında standart uygulandığını, fazla çalışmaların kısmen E. O. Paz. Ltd. Şti. bünyesinde yapılıyormuş gibi gösterildiğini, 840 TL net maaş aldığını, devamlı yaptığı fazla çalışma ve her ay satışından prim aldığını, maaşının 605,63 TL’lik kısmının banka vasıtasıyla ödendiğini, geri kalan kısmın ve prim ile fazla mesailerin zarf içinde elden verildiğini, 01.11.2008 tarihinde işverenin daha az ücretle dışarıdan başka bir işçiyi çalıştırabileceğini, piyasanın krize girdiğini söyleyerek kendisini çıkmaya zorladığını, çıkmazsa kendisi için iyi olmayacağını, o zamana kadar imzaladığı evrakları borçlandırmak için kullanabileceğini ima ederek haksız bir şekilde işten çıkardığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının davalılardan tahsili talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının E. O. Paz. A.Ş’nin çalışanı olduğunu, E. O. Pazarlama Ltd. Şti’nin dava ile alakası bulunmadığını, bu davalı için davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının 2006 yılı 6. ayından istifa ettiği 01.11.2008 tarihine kadar E. O. Paz. A.Ş’de çalıştığını, dava dilekçesinde iddia edilen fesih sebeplerinin doğru olmadığını, işyerinden istifa eden davacının muhtemelen aradığı gibi bir iş bulamaması sebebiyle pişman olduğunu ve para almak için huzurdaki davayı açtığını, işçinin haklı bir neden olmadan hizmet akdini istifa ile sona erdirmesi halinin 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/1. maddesinde kıdem tazminatını gerektiren hizmet akdinin sona erme nedenleri arasında sayılmadığını, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava neticesinde davacı işçinin fazla çalışma ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
    Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Somut olayda; davacı mesai saatlerinin 08.30-18.30, Cumartesi günleri 08,30-17,00 saatleri arasında standart uygulandığını, fazla mesailerin zarf içinde elden verildiğini, toplam 52,5 saat fazla mesai alacağı olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise davacının fazla mesai alacaklarının ödendiğini savunmuştur. Dosyada davacının ödenmediğini iddia ettiği fazla mesai alacaklarının ödendiğine dair yazılı belge bulunmamaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde 13.04.2008-27.10.2008 tarihleri arasını kapsar mahiyette toplam 52,5 saate tekabül eden mesai talep formu sunulmuştur. Bu belgede davalı şirketin kaşesi veya yetkilisinin imzası bulunmamaktadır. Fazla mesaiyi ispata yarayacak yazılı delil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının olağandışı fazla çalışmasının ispatının belgeye dayanmadığı, tanık beyanı ile ispatlandığı dikkate alınarak belirlenen fazla mesai ücretinden uygun oranda takdiri indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi