3. Hukuk Dairesi 2019/5281 E. , 2020/1350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit - istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mülkiyeti dava dışı ..."a ait işyerini 01/08/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle kiraladığını, bahse konu işyerinde dokuma diye adlandırılan" tül ve diğer kumaşların imalatı "faaliyetinde bulunduğunu, işyerindeki çalışmanın fiili olarak 14/08/2012 tarihinde başladığını, elektrik aboneliğini de üzerine aldığını; elektrik sayacının davalı kurum çalışanları tarafından muayene ve kontrol amaçlı sökülerek yerine yeni sayaç takıldığını, daha sonra, sökülen sayacın hatalı ölçüm yaptığından bahisle 13.596,15 TL tutarında fatura tahakkuk ettirildiğini, elektriğin kesildiğini, çalışmaların aksamaması için, kendisi ile davalı kurum arasında taksitlendirme protokolü imzalandığını, ilk taksit ödemesini 30/05/2014 tarihinde 2.2238,70 TL olarak yaptığını, borcun ödenmesine karşılık kendisine makbuz verildiğini, protokol kapsamında ödenen borcun gerçekte dava dışı ...adlı kişiye ait olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine yapmış olduğu ödemenin iadesini talep ettiğini, ancak imzalanan protokol gereği iadenin mümkün olmadığının belirtildiğini; kendisinin tüketiminden kaynaklı davalıya borcunun bulunmadığını, buna rağmen elektriğin kesileceği tehdidi altında bulunduğunu, kendisine ait olmayan borçtan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek; davaya konu 13.569,15 TL tutarındaki fatura bedelinden davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, 30/05/2014 tarihli taksitlendirme protokolünün iptaline, protokol kapsamında ödenen 2.278,01 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davaya konu 5723408 nolu tesisatta, 19/02/2014 tarihinde yapılan kontrolde, sayacın eksik kayıt yaptığından şüphelenilip, sayaç değiştirme tutanağı ile davacıya ait 38125706 seri numaralı sayaç sökülerek, yerine 78252627 seri numaralı sayacın takıldığını, sökülen sayacın laboratuvar muayenesine sevk edildiğini, muayene raporu ile sayacın damgalarıyla oynandığının, sayacın
dış gövdesinin arka tarafından kırıldığının, 22/04/2009 tarihinde gövde kapağı açılma ikazının bulunduğunun, sayaç içerisinde "R", "S" ve "T" fazlarına ait akım ölçüm uçlarının direnç vasıtasıyla "şönt" yapıldığının tespit edildiğini, davacının sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu, laboratuvar sonucuna istinaden kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenerek, davaya konu faturanın ilgili yönetmeliğe uygun olarak tahakkuk ettirildiğini; davacı tarafından taksitlendirme protokolü kapsamında 2.278,01 TL tutarında ödeme yapıldığını, sistemden kaynaklanan sorun nedeniyle, peşinat tahsil makbuzunun ...ismine basıldığını, ancak yapılan taksit ödemesinin davacı adına düzenlenen F/668949 seri numaralı kaçak tespit tutanağına ait olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yargılama sırasında alınan 21/12/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, davaya konu aboneliğin davacı adına kayıtlı ve abonelik başlangıç tarihinin 01/08/2010 olduğu, sayaçla oynamanın davacının döneminde gerçekleşmediği, iki önceki abone ... zamanında sayacın açılıp şöntlenmiş olabileceği, laboratuvar incelemesine göre, sökülen sayacın eksik tüketim kaydettiğinin tespit edildiği, bu nedenle davacının, abonelik başlangıç tarihi olan 10/10/2012 tarihinden sayacın söküldüğü 19/02/2014 tarihine kadar, eksik tüketim bedelinden sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile eksik tüketim bedelinin 5.932,68 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından taksitlendirme protokolü kapsamında 2.278,01 TL tutarında ödemede bulunulduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacının istirdat ve taksitlendirme protokolünün iptali talebinin reddine, davacının davalı kuruma 7.636,47 TL den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 05.04.2018 tarihli ve 2016/13724 E. - 2018/3537 K. sayılı ilamı ile, "...Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sayaçla oynamanın davacı döneminde olmadığı bu itibarla tespiti yapılan güç ve çıplak normal tarife üzerinden hesaplama yapılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de; sayacın şönt yapılmak suretiyle yukarıda belirtilen mevzuat hükmü çerçevesinde, kaçak elektrik kullanımının gerçekleştiğinin kabulü ile yönetmelik çerçevesinde kaçak tüketim bedeli ve ek bedellerin hesaplanması gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemeyeceğinden, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi kurulu dışında yeni bir bilirkişi kuruluna verilerek, fiilin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak nitelendirilmesi ve buna göre tutanak tarihinde yürürlükte olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı ile Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılması konusunda, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi heyet raporu doğrultusunda; sayaca müdahalenin 2009 yılında gerçekleştiği, davacı tarafından aboneliğe ait işyerinin 01/08/2012 tarihinde kiralandığı, bu nedenle davacının kaçak elektrik tüketim bedelinden sorumlu tutulamayacağı, sayacın eksik kayıt yapması nedeniyle eksik tüketim bedelinden sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile eksik tüketim bedelinin 5.932,08 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının istirdat talebinin reddine, davacının davalı kuruma 9.915,08 TL den borçlu olmadığının tespitine, 30/05/2014 tarihli taksitlendirme protokolünün iptaline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak tahakkuku nedeniyle istirdat ve menfi tespit istemine ilişkindir.
1-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddi gerekir.
2-) Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
Dairemizin bozma ilamında; davacının fiilinin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak nitelendirildiği, davacının sorumlu olduğu tüketim bedeli hesaplamasının, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri ve 622 sayılı Kurul Kararı dikkate alınarak yapılması gerektiği açıkça ifade edilmesine ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına rağmen; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sayaçta oynamanın davacıya ait dönemde gerçekleşmediği, davacının kaçak elektrik tüketim bedelinden sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş olup, bozma ilamında belirtilen ilkeler gözetilmeksizin alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile kaçak tahakkuku nedeniyle davalı kurumun, davacı taraftan isteyebileceği bedelin duraksamasız belirlenmesi noktasında, Dairemizin 05.04.2018 tarihli ve 2016/13724 E. - 2018/3537 K. sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacının kaçak elektrik kullandığı, hesaplamanın, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri ve 622 sayılı Kurul Kararına göre yapılması gerektiği dikkate alınarak, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli ek rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Kabule göre de; "Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. ..., Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt; 5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, ilk kararda, davacının davalı kuruma 7.636,47 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, anılan karar sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda anılan nedenlerle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, davacının davalıya 9.915,08 TL"den borçlu olmadığının tespitine yönelik hüküm tesis edilmiş olup, davalı aleyhine verilen bu karar ile davalının kazanılmış hakkı ihlal edilmiştir.
O halde; mahkemenin, davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı kapalı olmak üzere, 17.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
TY / NT