Esas No: 2021/12805
Karar No: 2022/491
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/12805 Esas 2022/491 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/12805 E. , 2022/491 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmaz, 15.04.1960 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık niteliğinde tespit harici bırakılmıştır.
Davacı, ... İlçesi ... Kasabası ... Mahallesi ... Mevkiinde bulunan tahminen 6.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ataları tarafından imar ve ihya edilerek tarım alanı olarak kullanılırken intikal ve taksim ile kendilerine geçtiğini, yararına eklemeli olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalılardan Hazine vekili ise davanın reddi ile karşı tescil talebinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile ... İli ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan fen bilirkişisi ... ...'in 19.04.2016 tarihli raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7.848,47 m²lik tapusuz taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve Türk Medenî Kanunu'nun 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
Yargılama esnasında dosya arasına alınan ziraat bilirkişisi tarafından tanzim edilen 21.06.2012 tarihli raporda, dava konusu taşınmazın eski tarım toprağı olmadığı, imar ve ihyasının yeni tamamlandığı, bu nedenle taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olmayacağı bildirilmiştir. 30.06.2014 tarihli, fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen krokili raporda, en eski tarihli 1963 ve 1989 tarihli memleket haritalarında dava konusu alanın taşlık olarak göründüğü; 11.07.2014 tarihli raporda, davaya konu taşınmazın imar ve ihyasının yaklaşık 30-35 yıl önce başlatılarak emek ve masraf yapılmak suretiyle aynı yıllar içerisinde tamamlandığı, taşınmazda kuru hububat tarımı yapılmaya başlandığı, sonraki yıllar içerisinde taşınmazdaki taşların kırılmak suretiyle meyve bahçesine dönüştürüldüğü ve ara ziraat olarak hububat ekimine devam edildiği; 14.09.2015 tarihli ek raporda, dava konusu yere ilişkin 1975 ve 1988 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelenmesinde, 1975 yılında taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmadığı, taşınmaz üzerinde yaklaşık 1980li yılların başlarında imar ve ihya çalışmalarının başlayıp ve tamamlandığı bildirilmiştir.
Buna göre Mahkemece yapılan keşifler neticesinde dosya arasına alınan bilirkişi raporlarının kendi arasında çeliştiği ve hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmüştür. Bu şekilde eksik inceleme ve çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazların kadastro tutanakları, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanakları ile birlikte getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihinden 15-20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşif yapılmalıdır.
Keşifte; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihinden 15-20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun'un 45. maddesinin ilgili fıkraları, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazların eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, taşınmazların kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, orman sayılan ve sayılmayan bölümlerinin yüzölçümleri belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, taşınmazlar hakkında zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu bağlamda Mahkemece keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği, ekonomik amaca uygun olup olmadığı konularında kesin tanık ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazlara ilişkin görülen davalar yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Bundan ayrı, teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve ne niteliğiyle tespit dışı bırakıldıklarının kadastro müdürlüğünden, aynı şekilde teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenerek çifte tapunun önlenmesi açısından kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Müdürlüğünden sorulması, teknik bilirkişilerin ek rapor ve krokileri esas alınmak suretiyle TMK'nin 713/4-5 maddesine uygun bir biçimde yerel ve gazete ilanlarının yapılması, son ilan tarihinden itibaren üç aylık yasal sürenin beklenilmesi, itiraz yoluyla katılmak isteyenlerin durumlarının değerlendirilmesi gerekir.
Öte yandan çekişmeli taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında çalılık niteliğinde tespit harici bırakılan bir yer olup Hazinenin davada taraf olduğu, taşınmazın sınırında 2/B parseli bulunduğu, ayrıca ... tarafından gönderilen krokide taşınmazın orman olarak gösterildiği görülmektedir. O halde mahkemece, Orman İdaresinin davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
31.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.